 |
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1990/7952
K: 1990/26507
T: 09.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırma değerinin arttırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Dava konusu taşınmaz malda davacının payını gösterir tapu kaydının getirilmemesi,
2 - Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de alınan rapor, yasa hükümlerine uygun değildir. Şöyle ki:
Dava, kat mülkiyeti kurulmuş ve bağımsız bölümleri bulunan bir apartmanda bağımsız bölüm sahibi tarafından açılmıştır. 634 sayılı kat mülkiyeti kanununun 46. maddesinin son fıkrası ana gayrimenkulun arsası ile birlikte kamulaştırılması halinde her bağımsız bölümün kamulaştırma bedeli, bağlantılı bulunduğu arsa payı ve eklentilerde gözönünde tutularak ayrı ayrı takdir olunacağı hükmünü getirmiştir. Böyle olunca ana yapının 2942 sayılı yasanın 11. maddesinin 3 (g) bendi gözönünde tutularak arsasına kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değeri ve (h) bendi gereğince de yapılardan resmi birim fiyatları, yapı maliyet hesapları ve yıpranma payı açıklanarak değer biçilmesi ve (C) bendi uyarınca kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurları ve ayrıca (i) bendi hükmüne göre de bedelin tesbitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirtilmesi şarttır.
Buna göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda arsa değeri ve tüm yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değeri hesaplandıktan sonra arsa payına düşen miktara göre bağımsız bölüm karşılığı gösterilerek o bağımsız bölüm karşılığı gösterilerek o bağımsız bölümün yapısında ve içeriğinde değeri etkileyebilecek özellik, nitelik ve her unsurun ayrı ayrı değeri belirtilerek toplam bağımsız bölüm karşılığının saptanması gerekirken, açıklanan şekilde inceleme içermeyen rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 9.10.1990 tarihinde oybirliği ile karar verildi.