 |
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E:1989/22680
K:1989/10212
T:16.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
- BİLDİRİM [TEBLİGAT]
ÖZET : Bildirimde [tebligatta] ismi geçen ve bildirim [tebliğati kendisine yapılan kişinin davacının yakını olup olmadığının sözü edilen adreste birlikte oturup oturmadığının araştırılıp, yan Jardan iddia ve savunmalarının sorulması suretiyle yapılacak inceleme sonucuna göre bildirimin [tebligatın] geçerli olup olmadığına karar verilmesi gerekir.
(2942 s. Kamulaştırma K m. 13)
Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılmasına dair verilen hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunup, iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan raporlar değer biçme yöntemi bakımından yasa hükümlerine uygundur. Değer biçilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak:
Dosya içinde bulunan kamulaştırma belgelerine, kamulaştırma kararının davacı mülk sahibine duyurulması için davalı idarece düzenlenen ve Adıyaman Noterliği'nce niülk sahibi davacıya tebliğ edilen belgede 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 13. maddesine uygun olarak;
1- Kamulaştırılan taşınmazın ölçekli planı,
2- Kamulaştırmanın Enerii ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 21.3. 1983 tarih ve 4788 sayılı kararına dayanılarak davalı idareye bağlı bölge müdürlüğünce 26.9.1986 tarihinde yapıldığı,
3- Taşınmaz için taktir olunan metrekare ve toplam değerin gösterildiği,
4- Kamulaştırmanın DSİ. Müdürlüğü lehine yapfldığı ve açılacak davalarda husumetin bu idareye yöneltilmesi gerektiği,
5- Takdir edilen toplam bedelin davacı mülk sahibi adına bloke edilen bankanın adı ile tarih ve hesap numarası,
Ayrı ayrı ve belirgin biçimde yazıldıktan başka bunların dışındaki ek bilgilerde verilmiş ve böylece yasanın amacına uygun plarak tebliğata çıkartılmış olduğundan, mahkemece tebligatın bu nedenle geçersiz sayılması doğru değildir. Fakat kamulaştırma işleminin tebliğ belgesinde muhatapla birlikte oturan kişiye tebligatın yapıldığı yazılıdır. Davacı ise kendisinden belirtilen adreste oturmadığını bildirerek köyde oturduğuna dair belge ibraz etmişse de tebligatın geçersizliği için bu belge yeterli değildir. Öncelikle tebligatta ismi geçen ve tebligat kendisine yapılan kişinin davacının yakını olup olmadığı, adı geçen adreste birlikte oturup oturmadığı araştırılarak, olayın hadise biçiminde incelenmesi, taraflardan bu hususta iddia ve savunmalarının sorulması, yapılacak inceleme sonucunda yapılan tebligatin geçerli olup olmadığının taktir edilmesi gerekirken eksik inceleme ile tebligat kanununu hükümlerine göre yapılan tebligatın geçersiz kabul edilmesi, Doğru görülmemiştir.
İdare vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde bulunduğundan hükmün yukarıda açıklanan nedenle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istendiğinde ödeyene geri verilmesine ve temyiz eden davalı idare yararına dava tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin 4/2. maddesi gereğince 1/2 orana indirilerek takdir olunan 12400 lira vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 16.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.