 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 2006/731
K: 2006/3468
T: 24.04.2006
ADLİ TIP RAPORU
MÜTESELSİL SUÇ
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti : Irza geçme suçundan sanığın yapılan yargılaması sırasında mağdurenin, dava dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumuna şevki ile ırzına geçilip geçilmediği ve mağdure hakkında genel cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan rapordaki bulguların fiili livata suretiyle ırza geçme, bu fiile teşebbüs veya tasaddi fiillerinden hangisiyle meydana gelmiş olabileceği konularında mütalaa alındıktan sonra suç niteliğinin belirlenmesi gerekir.
Ayrıca kabule göre de, mağdurenin anlatımlarına göre sanığın askere gitmeden önce başladığı ırza geçme eylemine dönüşünde de devam ettiği, araya askerlik gibi uzun bir sürenin girmesi ve fiili kesinti nedeniyle suç işleme kararında birlik bulunmadığı anlaşılmakla bu durumda iki ayrı suç oluşacağı dikkate alınmadan tek suçtan hükümlülük kararı verilmesi doğru değildir.
(5237 s. TCK m. 43, 103, 104)
Irza geçme suçundan sanık Murat'ın yapılan yargılanması sonunda; atılan suçtan mahkumiyetine dair (Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 13.10.2005 gün ve 2005/117 Esas, 2005/225 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık ve müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Mağdurenin, dava dosyasıyla birlikte Adli Tıp Kurumu'na şevkiyle ırzına geçilip geçilmediği, hakkında Genel Cerrahi Uzmanı tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan 17.04.2005 tarihli rapordaki bulguların fiili livata suretiyle ırza geçme, buna teşebbüs veya tasaddi fiillerinden hangisiyle meydana gelmiş olabileceği konularında mütalaa alındıktan sonra suç niteliğinin belirlenmesi yerine noksan soruşturmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Mağdurenin anlatımlarına göre sanığın askere gitmeden önce başladığı ırza geçme eylemine dönüşünde de devam ettiği, araya askerlik gibi uzun bir sürenin girmesi ve fiili kesinti nedeniyle suç işleme kararında birlik bulunmadığından iki ayrı suç oluşacağı dikkate alınmadan tek suçtan hükümlülük kararı verilmesi,
765 sayılı Kanun lehe kabul edilip temel cezası buna göre tayin edildiği halde, feri cezaları belirlenirken 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddesine aykırı olarak 5237 sayılı Yasa'nın 53/1. maddesine göre hak yoksunluğuna hükmedilmesi suretiyle her iki yasanın karma uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK'nın 326. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 24.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.