 |
T.C
YARGITAY
5. CEZA DAİRESİ
E: 2004/6770
K: 2004/6740
T: 18.10.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- IRZA GEÇME
- IRZ VE NAMUSA TASADDİ
- TEŞEBBÜS
İçtihat Özeti: Irza geçme eyleminde, teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için sanığın ırza geçme kastıyla icra hareketlerine başlaması, ancak harici ve ciddi bir engel nedeniyle fiilin tamamlanamaması gerekir. Dıştan bir engelin bulunmaması halinde, TCKjıun 61/son maddesi gereği tamamlanan eylem, ırz ve namusa tasaddi suçunu oluşturur.
(765 s. TCK. m. 61, 414, 415)
Irza geçmeye eksik teşebbüs ve ırza geçme suçlarından sanık Feyzul-lah'ın yapılan yargılanması sonunda; mahkumiyetine dair (Yozgat Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 17.5.2004 gün ve 2004/3 Esas, 2004/103 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
Delillerle iddia ve savunma duruşma gözönünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle mağdur Zahir'e yönelik fiilden verilen hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan tebliğname gibi (ONANMASINA),
Mağdur Mahmut'a yönelik ırza geçmeye eksik teşebbüs suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın sokakta oynamakta olan 5 yaş içerisindeki mağduru ve iki arkadaşını kuş ve para verme vaadiyle inşaat halindeki bir eve götürerek ırzına geçmeye eksik teşebbüste bulunduğu kabul edilmiş ise de; teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için sanığın ırza geçme kastiyle icra hareketlerine başlamasının, ancak harici ve ciddi bir engel nedeniyle fiilin tamamlana-mamasının gerektiği, dıştan bir engelin bulunmaması halinde TCK.nun 61/son maddesi dolayısıyla tamamlanan eylemin ırz ve namusa tasaddi suçunu oluşturacağı somut olaya gelince; mağdurun annesi Hülya duruşmadaki anlatımında "bağırarak olay yerine doğru gelmesinden dolayı sanığın giyinip gitmiş olabileceğini" belirtmekle birlikte bunun tahmine dayalı olduğu, Adli Tıp Kurumu raporunda; bulguların livatadan ziyade teşebbüs veya tasaddi esnasında meydana gelmiş nitelikte olduğunun açıklandığı, sanığın savcılık aşamasındaki savunmasında "üstünü giyinerek inşaattan çıktığı sırada mağdurun annesinin görüp çocukları sorduğunu" bildirdiği, mağdurun hazırlıkta "üstünü çıkartmadan yere doğru eğerek cinsel organını anüsüne sürttüğünü, sonra arkadaşlarına da aynı şeyi yaptığını ve inşaattan çıktıklarını" beyan ettiği, mağdurdan sonra aynı yerde diğer çocuklara yönelik benzer eylemleri sürdürmesi dikkate alındığında sanığın tanık gelmeden önce fiiline son verip ihtiyariyle ırza geçmekten vazgeçtiğinin kabulü gerektiği gözetilerek TCK.nun 415/2. maddesiyle tecziyesi yerine, ırza geçmeye teşebbüsten hüküm kurulması ve eylemin tamamlanmasına mani sebeplerin kararda gösterilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 18.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.