 |
T.C.
YARGITAY
Beşinci Ceza Dairesi
E: 2003/4306
K: 2004/6285
T: 4.10.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* REŞİT OLMAYAN MAĞDUREYİ RIZASIYLA KAÇIRIP ALIKOYMAK
İçtihat Özeti: Suçun evlenmek amacıyla işlendiği, olay tarihinde bekar olan mağdure ve sanığın evlenmeye engel hallerinin mevcut bulunmadığı ve şehevi bir davranıştan da sözedilmediğinden, sanıklar hakkında TCKnun 433. maddesinin uygulanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 430, 432, 433)
Reşit olmayan mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoyma, bu suça iştirak ve tehdit suçlarından sanıklar Kemal, Bülent, Murat, Ayşe, Durmuş Ali, Adem ve Durdu'nun yapılan yargılanmaları sonunda; sanıklar Kemal, Bülent, Murat, Ayşe, Durmuş Ali ve Durdu'nun reşit olmayan mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoyma ve bu suça iştirakten mahkumiyetlerine, sanıklar Adem ve Ayşe'nin tehdit suçundan beraatlerine dair (Babadağ Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 21.3.2002 gün ve 2001/34 Esas, 2002/8 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi O Yer C. Savcıları ve müdahil vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğna-me ile daireye gönderilmekle incelendi.
Sanık Kemal hakkında reşit olmayan mağdureyi rızasıyla kaçırıp alıkoymak suçundan dolayı 1.12.1999 günlü iddianameyle kamu davası açılması üzerine mağdurenin babası olan Yılmaz'ın vekili aracılığıyla 27.1.2000 tarihinde katılma talebinde bulunup kızına velayeten kamu davasına müdahil olduğu, diğer sanıklar Bülent, Murat, Ayşe, Durmuş Ali, Adem ve Durdu'nun tehdit ve kaçırıp alıkoymaya iştirak suçlarından ötürü de 10.8.2001 tarihli iddianameyle dava açılıp her iki davanın 7.2.2002 tarihinde birleştirilmesine karar verildiği, ikinci davanın açılmasından sonra CMUK.nun 365 ve devamı maddeleri uyarınca katılma talebinde bulunup müdahil sıfatını almadığı, bu nedenle mevcut katılma talebi ve kararının sanık Kemal'in kaçırıp alıkoyma suçundan açılan davayla sınırlı olduğu ve dolayısıyla müdahilin diğer sanıklarla ilgili hükmü temyize hakkı bulunmadığı anlaşıldığından vekilinin bunlarla ilgili temyiz isteğinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddiyle, O Yer C. Savcılarının mahkumiyet hükümlerine yönelik lehe temyizleri de nazara alınarak incelenmenin sanıklar Kemal, Bülent, Murat, Ayşe, Durmuş Ali ve Durdu'nun kaçırıp alıkoymak ve buna iştirak suçlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
TCK.nun 29. maddesindeki sıralamaya aykırı olarak TCK.nun 59. maddesinin 65/3. maddesinden önce uygulanması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya içeriğine göre sanık Ayşe'nin kış aylarında Denizli İlinde oturması sebebiyle boş olan köyündeki evinde mağdure ve sanığın kaldığını öğrenip geldiğinde hemen gitmelerini istediğinin mağdurenin aşamalardaki bu konudaki uyumlu beyanıyla doğrulandığı, sanık Kemal'in dedesi ve ninesi olan sanıklar Durdu ve Durmuş Ali'nin ise evine gece vakti getirilen mağdu-reyi sabah savcılığa teslim edileceğinin bildirilmesi nedeniyle evine kabul ettiği, takip eden günde de teslimin gerçekleştiği, bu nedenle adı geçen sanıkların suça katılma iradelerinin bulunmadığı dikkate alınarak beraetleri yerine, oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Hükümden sonra yürürlüğe girip TCK.nun 432. maddesinde sanıklar lehine değişiklik getiren 5219 sayılı Yasa hükümleri ve TCK.nun 2. maddesi karşısında sanıkların hukuki durumunun yeniden tayin ve taktirinde zorunluluk bulunması,
Suçun evlenmek amacıyla işlendiği, olay tarihinde bekar olan mağdure ve sanık Kemal'in evlenmeye engel hallerinin mevcut bulunmadığı ve şehevi bir davranıştan da sözedilmediği dosya içeriğinden anlaşıldığı halde, sanıklar hakkında TCK.nun 433. maddesinin uygulanmaması,
647 sayılı Kanunun değişik 5/4. maddesine aykırı olarak taksit miktarının dörtten eksik olarak belirlenmesi,
Bozmayı gerektirdiğinden, O Yer C. Savcıları ve müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 4.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.