 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 2001/5132
K: 2001/5475
T: 3.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
RÜŞVET ALMA
EK SAVUNMA
DEĞER
Karar Özeti: 1- Öğrencisi yakınıcıdan başarısız olduğu derslerden sınıf geçirmek yani "yapmaması gereken şeyi yapmak için" 300 ABD Doları isteyen yüksek okulda öğretim görevlisi olan sanığın eylemi, -önerinin kabul edilmemesi ve yakalatma nedeniyle- "rüşvet almaya eksik kalkışma" suçunu oluşturur.
2- Kabule göre: a) Sevk ve C. Savcısının mütalaasında TCY.nın 209/1. madde sözkonusu olduğu halde CYY.nın 258/son madde uyarınca ek savunma hakkı verilmeden 209/2. maddenin uygulanması.
b- Paranın satın alma gücüne göre sağlanan yararın "pek hafif yerine "hafif kabul edilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 209/1-2)
İrtikap suçundan sanık Serdar'ın yapılan yargılaması sonunda; TCK.nun 209/2, 219/3-son, 59/2. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine, memuriyetten müebbeten mahrumiyetine dair (Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 3.10.2000 gün ve 1999/90 Esas, 2000/81 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi O Yer C. Savcısı ile sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre O yer C. Savcısının ve sanık vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
İrtikap suçu, memurun memuriyet görevini veya sıfatını kötüye kullanarak bir kimseyi kendisine veya başkasına haksız olarak para vermeye, sair menfaatler temin ve vaadine icbar veya ikna etmesiyle oluşur. Olayımıza bakacak olursak, kabule ve dosya içeriğine göre;
Dicle Üniversitesi Mardin Meslek Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olan sanık Serdar'ın, öğrencisi olan müşteki Şahap'dan başarısız olduğu derslerden sınıf geçirmek için 300 ABD doları istediği, esasen vermeye niyetli olmayan müştekinin sanığı yakalatmak için anlaşmış gibi davranıp C. Savcılığına müracat ederek parayı verdiği sırada sanığı yakalattığı anlaşılmıştır. Görüldüğü gibi olayda sanığın ikna edici bir davranış olmayıp, ikna suretiyle irtikap suçunun unsurları oluşmamıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere sanık başarılı olamadığı derslerden sınıf geçirmek için, başka bir ifadeyle yapmaması gereken şeyi yapmak için müştekiden para istemesi şeklinde oluşan eylemin, teklifin müşteki tarafından kabul edilmemesi, bu suretle rüşvet anlaşmasının da oluşmadığı nazara alındığında rüşvet almaya eksik teşebbüs niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde ikna yoluyla irtikap suçundan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında TCK.nun 209/1. maddesi ile cezalandırılması için dava açıldığı ve C. Savcısı da esas hakkındaki mütalaası ile aynı madde ve fıkra ile cezalandırılmasını istediği halde, CMUK.nurı 258/son maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden aynı maddenin 2. fıkrası ile uygulama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2- Suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın alım gücüne göre sağlanan yarar pek hafif olduğu halde hafif kabul edilmesi,
Kanuna aykırı, O Yer C. Savcısı ve sanık vekilinin temyiz itirazları ile sanık vekilinin duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi CMUK. nün 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 3.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.