Karar Özeti: 1- Diğer sanığı mağduru ikna etmek suretiyle; ırza geçme suçuna feran katıldığı anlaşıldığı halde sanıklara

 

Reşit olmayan mağdureyi rızaen kaçırıp alıkoymak, ırza geçmek ve bu suçlara katılmaktan sanıklar Yusuf, Resul, Cafer, Halil, Murat, Mehmet, Süleyman, Muzaffer, Veysel, Atila, Mahmut ve İbrahim'in yapılan yargılamaları sonunda; TCK.nun 414/1, 430/2, 80, 65/3, 417, 55/3, 75/2, 2253 sayılı Kanunun 12/2, 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince sanık Halil'in 2 yıl 11 ay ağır hapis, 1.050.000 lira ağır para, sanıklar Murat ve Süleyman'ın 5'er yıl 10'ar ay ağır hapis, 1.400.000'er lira ağır para, sanıklar Muzaffer ve Resul'ün 4'er yıl 4'er ay 15'er gün hapis, 1.050.000'er lira ağır para, sanık Atila'nın 2 yıl 11 ay ağır hapis, 1.400.000 lira ağır para sanık Mahmut'un 7 yıl 6 ay ağır hapis 1.800.000 lira ağır para, sanıklar Cafer, İbrahim ve Mehmet'in 3'er yıl 9'ar ay hapis 900.000'er lira ağır para, sanık Veysel'in 3 yıl 4 ay ağır hapis, 1.200.000 lira ağır para, sanık Yusuf'un 1 yıl 5 ay 15 gün hapis, 1.050.000 lira ağır para cezalarıyla mahkumiyetlerine, sanık Mahmut hakkında 31,33. maddelerin tatbikine dair (Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 16.7.1999 gün ve 1998/32 Esas, 1999/76 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü.

TCK.nun 414, 415 ve 416. maddelerinde tanımlanan suçların birden çok kimseler tarafından işlenmesi halinde TCK.nun 417. maddesi uygulanmakta ve verilen ceza yarı oranında artırılmaktadır. Bir suçun birden çok kimseler tarafından işlenmesi iştirak hali olduğundan TCK.nun 417. maddesi de özel iştirak hükmü olarak kabul edilmekte ve fakat maddedeki tanımdan salt maddi iştirak hallerin de ister asli, ister feri derecede olsun uygulanabileceği sonucuna varılmaktadır. Yani maddenin uygulanabilmesi failin 414,415 ve 416. maddelerde tanımlanan bir suçu işlediği sırada bir başka kişinin sonucu elde etmeye elverişli maddi davranışta bulunması koşuluna bağlıdır. Koşulun gerçekleşmesi halinde faillerin temel cezalarının aynı yasa maddesiyle tayininden sonra haklarında asli, feri derecesine göre TCK.nun 64 veya 65. maddesinin uygulanması ve en sonra TCK.nun 417. maddesiyle cezaların artırılması suretiyle uygulama yapılması gerekmektedir. Olayımızda sanık Veysel'in mağdurun livata yoluyla ırzına geçtiği sırada, diğer sanık Yusuf'un mağduru ikna etmek suretiyle bu eyleme feran katıldığı oluşa uygun şekilde kabul edildiği halde ırza geçme suçundan sanıklara verilen cezanın TCK.nun 417. maddesiyle arttırılmaması ve 1.6.1982 doğumlu sanık Muzaffer'in 1998 Nisanında sanık Murat'la mağdurun ırzına geçtikleri ve bu tarihte 15 yaşını bitirmiş olduğu, bu nedenle hakkında TCK.nun 55/3. maddesinin uygulanması gerekirken 2253 sayılı Yasanın 12/2. maddesi uygulanarak eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanıklar haklarında ırza geçme ve bu suça iştirakten kurulan usul ve kanuna uygun olan mahkumiyet hükümlerinin (ONANMASINA),

Tüm sanıkların reşit olmayan mağduru kaçırıp alıkoymak suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelenmesine gelince;

4616 sayılı (23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun)'un 22.12.2000 tarihinde 24268 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve Anayasa Mahkemesinin 18.7.2001 gün ve 2001/4-332 sayılı kararı karşısında;

Uygulama maddesinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı, suç tarihinin 23 Nisan 1999'dan önceye ait olması ve sanıklara yükletilen suçun Kanunun 1. maddesi 5. fıkrasındaki kapsam dışı suçlar içinde yer almaması gözetilerek, 4. fıkrası uyarınca davanın ertelenmesine yer olup olmadığının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 31.10.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972