 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E. 1996/759
K. 1996/790
T. 19.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ZORLA IRZA GEÇMEYE EKSİK KALKIŞMAK
ZORLA IRZA TASADDİ
KARAR ÖZETİ : Sanığın, ırza geçme kastıyla yapıcı davranışlara başlamasından başka kabul edilebilir engelin varlığı halinde teşebbüse yer verilebilir. Ama, ciddi bir engel yoksa sanık yararına olan maddenin uygulanması gerekir.
Mağdurun ırzına geçmek maksadıyla hareket ederek hiçbir ciddi engel bulunmadan eylemini tamamlayan sanığın suçu, -Adli Tıp 2. ihtisas kurulu raporu da dikkate alınarak - zorla ırza tasaddi niteliğindedir.
(765 s. TCK. m. 414/2, 61, 415)
1986 doğumlu Çetin'in zorla ırzına geçmeye eksik derecede teşebbüs etmekten sanık Mehmet'in yapılan yargılaması sonunda; TCK.nun 414/2,61; 2253 sayılı Kanunun 12/2. maddesi gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine dair, (Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen26.12.1995 gün ve 1995/125 esas, 1995/268 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil ile sanık tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek, gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine,
Ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun, Dairemizce de benimsenen 5.3.1979 gün ve 43/107 sayılı içtihatlarında da açıkladığı üzere, sanığın ırza geçme kastıyla yapıcı davranışlara başlaması yalnız başına teşebbüs hükümlerinin uygulanması için yeterli olmayıp kabul edilebilir engelin varlığı halinde teşebbüse yer verilebileceğine ve ciddi bir engel mevcut değilse, sanık yararına olan maddenin uygulanması gerekmesine göre olayımızda sanığın mağdurun ırzına geçmek maksadıyla hareket ederek eylemini hiçbir ciddi engel bulunmadan tamamladığının anlaşılması ve Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu'nun raporunda (mağdurun yaşı ve fiziki gelişimi de dikkate alındığında, fiili livata yoluyla ırza geçildiğinin kesin tıbbi delilleri bulunmadığı, eylemin ırza tasaddi veya ırza geçmeye teşebbüs mahiyetinde olup ikisi arasında tıbben ayrım yapılamıyacağı) açıklanmış bulunması karşısında, sanığın eyleminin zorla ırza tasaddi niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yanlış nitelendirme sonucu zorla ırza geçmeye eksik teşebbüsten cezalandırılması,
Yasaya aykırı, müdahil ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), bozmanın mahiyeti ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak sanığın TAHLİYESİNE ve başka suçtan tutuklu ve hükümlü değilse salıverilmesinin mahalline telgraf ile bildirilmesi için Yargıtay C. Başsavcılığı'na yazı yazılmasına, 19.3.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.