 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
Esas no : 1995/2963
Karar no : 1995/4075
Tarih : 29.11.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Silivri Kadastro Müdürü olarak çalıştığı sırada cebri irtikapta bulunmaktan sanık Dursun'un yapılan yargılaması sonunda; TCK'nin 209/1, 219/3-son, 59. maddeleri gereğince bir sene 8 ay ağır hapis cezasıyla mahkumiyetine, müebbeden memuriyetten mahrumiyetine dair Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 28.12.1994 gün ve 1994/396 esas, 1994/504 karar sayılı hükmün süresi içinde duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye gönderilmekle 22.11.1995 çarşamba saat 14.00 duruşma günü tayin olunarak sanık vekiline davetiye gönderilmiştir.
Belli günde hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay C.Savcılarından Günsal Albayrak hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine gelmiş olan sanık ve dosyadaki vekaletnameye dayanarak sanık adına gelen Av.G.U. huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık hakkında (duruşmalı) inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilmek tefhim olunduktan sonra, işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından hazırlanan rapor okundu.
Raportör üye, rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık vekili temyiz lahiyasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Gelmiş olan sanık da vekilinin savunmasına iştirak ettiğini söyledi.
Yargıtay C.Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık ve vekili savunmalarına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşma 6.12.1995 çarşamba saat 14.00'e bırakılmıştı. Belli günde oturum açıldı, dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde tartışılan kanıtlara, mahkemenin tahkikak neticelerine uygun olarak, tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre, sanık vekilinin suçun oluşumuna değinen temyiz itirazları, yerinde görülmediğinden reddine. Ancak;
Kadastro Müdürü olan sanığın, taşınmazın cins tashihi için 10.10.1994 tarihinde kendisine başvuran müştekiye mahalline gidilmek üzere önce 17.11.1994 ve sonra 10.11.1994 tarihlerini teklif edip, onun yurtdışında işçi olması nedeniyle daha erken bir gün verilmesi istenmesi üzerine, "Senin işin zor, 5.000.000'a olur" dediği ve müştekinin de "3.000.000 vereyim" demek suretiyle bu teklifi kabul ettiği ve paranın aynı gün öğleden sonra verilmesini müteakip yapılan operasyonla ele geçirildiği anlaşılmış olup mahkemece de benzer biçimde kabul edilmiş olmasına göre tehdit edici ve icbar oluşturan herhangi bir söz veya davranış olmayan ve henüz memuriyetine ait vazifesini de suiistimal etmeyen sanığın gün tespiti sırasında müştekiden 5.000.000 istemesi ve bu teklifin müşteki tarafından "3.000.000 vereyim" diye hemen kabul edilmiş olması nazara alındığında, karşılıklı rızaya dayanan bir anlaşmayı içeren bu eylemi yapmaya mecbur olduğu şeyi yapmak için rüşvet alma niteliğinde bulunduğu halde yanlış nitelendirilmesi sonucu cebri irtikap olarak kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık vekilinin temyiz itirazlarıyla sanık vekili ve gelmiş olan sanık Dursun'un duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK'nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.11.1995 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyada sanığın savunmasının aksine mahkumiyeti için yeterli ve inandırıcı delil yoktur. Müştekinin beyanı tanıklar tarafından doğrulanmamıştır.
Şüphe sanığın lehine yorumlanmalıdır. Bu nedenlerle sanık hakkında müsnet suçtan beraat kararı verilmesi gerekeceğinden, çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 29.11.1995