 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
Esas no : 1995/1611
Karar no : 1995/2224
Tarih : 12.7.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
14.8.1972 doğumlu Zerrin'i zorla kaçırmaktan sanıklar Ahmet, Yusuf, Oktay ve Hüseyin'in yapılan yargılamaları sonunda; TCK.nün 429/1, 433, 59. maddeleri gereğince birer sene üçer ay ağır hapis cezasıyla mahkumiyetlerine ve 100.000.000 lira manevi tazminatın sanıklardan müteselsilen alınarak müdahile verilmesine dair (SAMSUN) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.11.1994 gün ve 1994/213 Esas, 1994/194 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi o yer C. Savcısı müdahil ve sanıklar Ahmet, Yusuf, Osman tarafından istenilmiş ve sanıklar yönünden duruşmalı inceleme yapılması talep edilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle 28.6.1995 Çarşamba Saat 14.00 duruşma günü tayin olunarak sanıklar vekiline davetiye gönderilmişti.
Belli günde hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay C.Savcılarından Çetin Dramalı hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine dosyadaki vekaletnameye dayanarak sanıklar adına gelen avukat Ersoy huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanıklar haklarında (DURUŞMALI) inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanıklar vekili temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkilleri haklarındaki hükmün (BOZULMASINI) istedi.
Yargıtay C. Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanıklar vekili savunmasına ilave edecek bir cihet, bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşma 12.7.1995 Çarşamba saat 14.00'e bırakılmıştı.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenip gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
C. Savcısının temyizi yönünden sanık Hüseyin hakkındaki hüküm ile müdahilin temyizi yönünden de kişisel hakla sınırlı inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre sanıkların sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1. Sanık Ahmet'in kaçırmanın tamamlanmasından sonra belediye başkanı Eyüp'e telefon ederek mağdurenin ailesine haber verilip teslim olacaklarını söylediği, Eyüp'ün de jandarma karakoluna telefonla sanıkların ve mağdurenin bulundukları yeri bildirdiği, bunun üzerine jandarmaların bildirilen yerde mağdureyi buldukları savunma tanıkları Necla, Ümit ve Eyüp'ün duruşmadaki anlatımlarıyla anlaşılmış, oluş ve savunma da bu durumu doğrulamış olması karşısında bu olgu nedeniyle sanıklar hakkında TCK.nün 432. maddesinin uygulama yeri olup olmadığının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2. Oluş ve kabule göre sanık Hüseyin'in eylemi kaçırmaya feri iştirak niteliğinde bulunduğu halde hakkında TCK.nün 65/3. maddesinin uygulanmaması,
3. Reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden sanıklar lehine hükmedilen 5.750.000 lira paranın nisbi vekalet ücreti yerine red harcı olarak tanımlanması,
Yasaya aykırı, temyiz itirazları ile sanıklar vekilinin duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün
CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 12.7.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verilerek Yargıtay C. Savcılarından Günsal Albayrak hazır olduğu halde sanıklar vekilinin gıyabında tefhim olundu.