 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E. 1993/450
K. 1993/1085
T. 11.3.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAÇIRIP ALIKOYMAK
IRZ VE NAMUSA TASADDİ
KARAR ÖZETİ Sekiz yaşındaki mağdur apartmana girdiğinde sanığın; "sana çikolata aldım, aşağıya inelim" deyip kucaklayarak bodruma indirdiği, eşofmanı ile kilotunu dizlerine kadar sıyırdıktan sonra kucağına oturtup bir iki dakika öylece tuttuğu, ağlaması üzerine bıraktığı yolundaki aşamalarda değişmeyen iddiası; mağdurun annesi Rahmiye ile ablası İnci'nin mağdurun elinde çikolatayla ağlayarak evegeldiği, belinin ağrıdığını söyleyerek olayı anlattığı, poposunda kızarıklıklar gördükleri, tanıklar Selma ve Hüseyin 'in olaydan hemen sonra mağdur taraf ile sanık tarafın mağdura sarkıntılık meselesinden tartıştıklarını gördükleri yolundaki anlatımları karşısında; ırz ve namusa tasaddi suçu oluşmuştur. Yapılacak keşif sonucu sanığın mağduru bodruma indirmesinin kaçırıp alıkoyma mahiyetinde olduğu saptandığı takdirde, sanığın her iki suçtan mahkum edilmesi gerektiği de gözönüne alınmalıdır.
(765 s. TCK. m. 415, 430, 431)
1981 doğumlu (S.P.)'yi kaçırıp alıkoyduğu, ırz ve namusuna tasaddide bulunduğu iddiasıyla sanık Serkan'ın yapılan yargılaması sonunda; müsnet suçtan beraetine dair, (Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 24.9.1992 gün ve 1990/72 esas, 1992/142 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi o yer C. Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı 0. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek, gereği düşünüldü:
Olay tarihinde; sekiz yaşında bulunan mağdurun apartmana girdiğinde, sanığın; "sana çikolata aldım, gel aşağıya inelim" deyip kucaklayarak kendisini bodruma indirdiği ve orada eşofmanı ile kilotunu dizlerine kadar sıyırdıktan sonra kucağına oturtup bir iki dakika öylece tuttuğu ve ağlaması üzerine bıraktığı yolundaki aşamalarda değişmeyen iddiası; mağdurun annesi tanık Rahmiye ile ablası tanık İnci'nin mağdurun elinde çikolata olduğu halde ağlayarak eve geldiği, niçin ağladığını sorduklarında belinin ağrıdığını söyleyerek olayı anlattığı ve poposuna baktıklarında kızarıklıklar gördükleri ve aynı apartmanda oturan müşterek komşuları tanıklar Hüseyin ve Selma'nın olaydan hemen sonra mağdur taraf ile sanık tarafın tartıştıklarını gördükleri, Rahmiye'nin ağlayarak sanığın oğluna sarkıntılık yaptığını söylediği biçimindeki anlatımlarıyla doğrulandığı halde, sanığın mağduru bulunduğu yerden alıp bodruma indirmesinin kaçırıp alıkoyma veya zorunlu yer temini mahiyetinde olup olmadığı, mahallinde keşif yapılarak saptandıktan sonra kaçırıp alıkoyma niteliğinde olduğu anlaşılıyorsa her iki suçtan, aksi halde yalnızca ırz ve namusa tasaddi suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, iyi komşuluk ilişkileri içerisinde sanığı suçlaması için bir sebep bulunmayan mağdurun ifadelerine itibar edilmeyiş nedenleri açıklanmadan ve sanığın soyut savunmasına dayanılarak hakkında yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, C. Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMUK.nun 321. maddesi. uyarınca (BOZULMASINA), 11.3.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.