 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E. 1993/2837
K. 1993/3319
T. 23.9.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
CEBRİ İRTİKAP
KARAR ÖZETİ:Polis memuru olan sanıkların, memuriyet görevlerini kötüye kullanmak suretiyle müştekiyi para vermeye icbar etmeleri ve ondan sonra muhtelif kerreler müştekinin bürosuna gidip paranın geri kalan kısmını istemek suretiyle manevi icbarı yoğunlaştırmaları, müştekinin de başka çare kalmadığına kanaat getirerek işi adli mercilere intikal ettirmesi şeklinde oluşan eylemde, sanıkların cebri irtikap suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekir.
(7658. TCK. m. 209)
İstanbul Emniyet Amirliği araştırma bürosunda polis memuru olarak görev yaptıkları sırada cebri irtikapta bulunmaktan sanıklar Maşallah ve Ahmet'in yapılan yargılamaları sonunda; eylem, görevi kötüye kullanmak niteliğinde görüldüğünden TC$.nun 240/1, 647 sayılı Kanunun 6. maddeleri gereğince 1 yıl hapis, 160.000 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetlerine ve cezalarının ertelenmesine dair, (İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 4.3.1993 gün ve 1993/8 esas, 1993/65 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek, gereği düşünüldü:
Kabule göre; sanıklar hakkında memuriyetten yoksun kılınma cezası tayin edilmemesi karşı temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Ancak;
İstanbul Emniyet Amirliği araştırma bürosunda polis memuru olan sanıkların, 29.12.1992 tarihinde ithalat, ihracat ve turizm seyahat firması işletmekte olan müştekilerin bürosuna giderek sanık Maşallah'ın/müşteki İmam'a; "sen burada kanunsuz iş yapıyorsun, burada silah bulunduruyorsun, silah kaçakçılığı yapıyorsunuz" diyerek, masa üzerindeki evrakları inceledikten sonra her ikisi bürodaki yolcuların üzerini aradıktan sonra sanık Ahmet'in müştekiye "oturup konuşalım, anlaşalım, yolumuzu buldurun da gidelim" dediği, sanık Maşallah'ın da yüzmilyon lira istediği, müşteki İmam'ın "parayı nerden bulayım" demesi üzerine, "önce onmilyon lira~ daha sonra ne kadar bulabilirsen ver" dedikleri ve müştekinin yolculardan topladığı 2.500.000 lira parayı alıp sanık Ahmet'in cebine koyduktan sonra "kalanını ne zaman vereceksin" deyip müştekinin yılbaşından sonra vereceğini söylemesi üzerine bürodan çıkıp gittikleri, sanık Ahmet'in 5.1.1993 tarihinde iki kez, sanık Maşallah'ın aynı tarihte bir kez büroya gelerek müştekiden parayı tedarik edip etmediklerini sorduktan sonra, sanık Maşallah'ın "7.1.1993 günü gelir, parayı alınız" deyip gittiği, müştekinin 7.1.1993 günü C. Savcılığı'na şikayet dilekçesi vermesi üzerine yapılan operasyon sonucu sanık Maşallah'ın müşteki İmam'dan aldığı 3.500.000 lira parayla yakalandığı, bu suretle sanıkların memuriyet görevlerini kötüye kullanmak suretiyle müştekiyi para vermeye icbar ettikleri ve ondan sonra muhtelif kerreler müştekinin bürosuna gidip paranın geri kalan kısmını istemek suretiyle manevi icbarı yoğunlaştırdıkları, müştekinin de başka çare kalmadığına kanaat getirerek işi adli merdlere intikal ettirdiği toplanan deliller ve dosya içeriğinden anlaşılmış olması karşısında, sanıkların cebri irtikap suçundan mahkumiyetleri yerine eylemlerinin niteliğinde yanılgıya düşülerek ve icbarın yeterli boyutlara ulaşmadığından söz edilerek haklarında görevi kötüye kullanmaktan ceza tayini,
Yasaya aykırı, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321-326. maddeleri gereğince cezanın nev'i ve miktarı itibarıyla kazanılmış hak saklı kalmak suretiyle (BOZULMASINA), 23.9.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.