 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1991/1124
K: 1991/1498
T: 29.05.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Ali Rıza'yı kasten öldürmeğe tam derecede teşebbüsten sanık Selçuk'un yapılan yargılaması sonunda; hükümlüğüne ilişkin, (Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 28.12.1990 gün ve 51/184 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanığın duruşmaya müdafii göndermemesi nedeniyle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri tahfif sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sebebi dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık vekilinin tahrikin varlığına, eksik inceleme ve soruşturmaya, TCK.nun 46 ve 47. maddelerinin araştırılması lüzumuna ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Ancak:
Olay tarihinden önce sanığın eşi Perihan'ın aynı iş yerinde çalışan Metin ile ilişkisi olduğu hususunda şüpheleri olduğu, ağabeyini çağırarak karısı Perihan'ı İzmit'e gönderdiği, bilahare sanığın İstanbul'a tayin olduğu ve tayini sebebiyle de Demirköy'den ayrıldığı, bu arada sanığın eşi aleyhinde boşanma davası açtığı, olay tarihinde bu dava hususunda bilgi sağlamak ve şahit temin etmek için Demirköy'e döndüğü, orada mağdur ile karşılaştığı eşinden söz açılınca, mağdur sanığa kendi adının da olaya karıştırıldığı, ancak bu işle ilgisinin olmadığını, eşinin iyi bir insan olduğunu ifade etmesinden tehevvüre kapılarak önce yumruk vurmak suretiyle mağduru su kanalına düşürdüğü ve üzerine atlayarak cebinden çıkardığı çakı bıçağı ile vücudunun muhtelif yerlerinden hayati tehlike geçirerek ve 25 gün iş ve gücünden kalacak biçimde yaraladığı ve ihtiyarıyla olay yerinden ayrıldığı ve oluşun mevcut delillere uygun olarak bu şekilde kabul edilmiş olmasına göre, mağdurda göğse nafiz ve hemopunomötoraks tevlit eden tek yara dışındaki diğer kesileri sathi olarak husule getiren, arkadaş olup aralarında öldürmeyi gerektirecek ciddi ve köklü husumet bulunmayan ve mağdur ölmediği halde fiiline devamla sonucu istihsal etmeden iradi olarak yerini terk eden sanığın, olayın gelişim ve inkişaf tarzı içerisinde eyleminin yaralamak olarak tavsifi ve TCK.nun 456/2, 457/1, 59. maddeleri ile tecziyesine karar vermek gerekirken, suç vasfının tayininden zuhul edilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğname veçhile BOZULMASINA, bozma ve ahiran çıkan 3713 sayılı Yasa gereği hakkındaki gıyabi tevkif müzekkeresinin kaldırılmasına vicahiye çevrilmişse tahliyesine, 29.5.1991 tarihinde oybirliği ile karar verildi.