 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1990/1972
K: 1990/2045
T: 28.06.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Failin iradesinden hariç gayri melhuz esbabın inzimanı sonucu Muzafferi kasten öldürmekten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Halil'in yapılan yargılaması sonunda; hükümlülüğüne ilişkin İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.4.1990 gün ve 1/85 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil Sabriye tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C. Başsavcılığından tebliğname ile dairemize gönderilmekle incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : 1 - Temyizin sadece müdahilin yetkisi bulunan öldürme suçuna hasredildiği anlaşılmıştır.
2 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın öldürme suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan müdahilin tahrikin bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarını reddine Ancak :
Sanığın temel atma yüzünden maktul Muzaffer ile münakaşaya başladığı münakaşanın büyümesi sonucu tabancısını çıkarıp hedef gözeterek Muzaffer'e ateş ettiği, maktul Muzaffer'in kurtulmak için inşaatın içinden kaçmak istediği sanığın kaçmak isteyen maktule peşinden tekrar hedef gözeterek ateş ettiği Muzaffer'i yaraladığı maktulun hastahanede vefat ettiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış ve oluş mevcut delillere uygun olarak mahkemece de bu şekilde kabul edilmiş,
Adli Tıp Genel Kurulunun 20 Nisan 1989 gün, 34422-881201-9 sayılı raporunda kararında ksifoitten 2 cm. aşağıda ve sağ lomber nahiyede kristailiakadan 15 cm. uzakta olmak üzere kurşun giriş-çıkış yaraları bulunduğu acilen ameliyata alındığı karaciğer sol labda rüptür, kopma, transfer kolonda kurşun giriş ve çıkış delikleri çıkan kolonda kurşun deliği görüldüğü karaciğere sütur konup sağ hemikelektomi uygulandığı ölümün kurşun yaralanması sonucu oluşan barsak delinmeleri ile buna bağlı olarak gelişen septisemiden ileri geldiği, tek böbreği olan kişinin bu böbreğin de taş tıkanması sonucu ameliyat olma mecburiyetinde kalmasının ölümü çabuklaştırdığı belirtilmiş olmasına göre,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun dairemizce de benimsenen ve istikrar arzeden içtihatlarına nazaran TCK.nun 451. maddesinin uygulanabilmesi için öldürme kastına inzimanen maktuldeki ölümü tevlit eden yaranın bizatihi öldürücü olmaması ve ölümün münhasıran gayri melhuz esbabın izimamı yüzünden vukua gelmesi gerekip olayda ise maktule ölüm tevlit eden kurşun yarasının bizatihi öldürücü olması, ölümün kurşun yaralanması sonucu oluşan barsak delinmelerinden husule gelmesi, böbreğin tıkanmasının münhasıran ölüm sebebi olmayıp sadece ölümü çabuklaştırıp nitelik taşıması gözönünde tutularak TCK.nun 451. maddesinin tatbik yeri olmadığı sanığın eyleminin TCK.nun 448. madesine mümas kasten öldürme suçunu oluşturduğu düşünülmek gerekli iken yazılı şekilde hüküm tesisi suretiyle suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmesi
SONUÇ : Yasaya aykırı ve müdahilin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün gösterilen nedenle BOZULMASINA 28.6.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.