 |
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1988/2778
K: 1988/4110
T: 17.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Hüseyin ile Hasan'ı ayrı ayrı kangütme saiki ile öldürmekten izinsiz silah taşımaktan sanık Refik'in yapılan yargılaması sonunda; iki defa müebbet ağır hapis ve 7500 lira ağır para cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin (Adapazarı Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 11.4.1988 gün ve 263/72 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık ile müdahil Ümmü Gülsüm taraflarından istenilmiş, sanık duruşmada talep etmiş ve hüküm kısmen re'sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğnameile Dairemize gönderilmekle sanık hakkında duruşmalı, müdahilin temyizi hakkında da duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık vekilinin sanığın ağır tahrikin etkisiyle suç işlendiği tasarlama ve kangütmenin sözkonusu olmadığına, müdahil vekillinin sanığa TCK.nun 59. maddesinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine Ancak :
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 8. kitabının "Cezaların infazı" başlıklı birinci faslında yer alan 403. maddesinde "bir kimse hakkında başka başka katileşmiş hükümler verilir ve mahkemece cezaların içtimai kaidesinin tatbik edilmemiş olduğu görülürse Ceza Kanununun bu hususa müteallik ahkamı dairesinde bir ceza tayini için mahkemeden karar istenir" 405. maddesinde "cezanın infazı sırasında mahkemeden alınması lazımgelen kararlar (402-404. maddeler) duruşma yapılmaksızın verilir.... Temyiz Mahkemesinden başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlar aleyhine acele itiraz yoluna müracaat olunabilir hükümlerine yer verilmiştir.
Katileşmiş hükümler hakkında, başka bir deyişle infaz sırasında uygulanabilecek anılan maddeler uyarınca yapılan inceleme sonunda, yerel mahkemelerce verilen kararlarda yapılan hatalar sanık lehine kazanılmış hak teşkil etmez.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 28.2.1983 gün ve 409/81 sayılı kararında da açıklandığı gibi, bir sanık aleyhine verilen kesinleşmiş birden ziyade müebbet ağır hapis cezalarına ilişkin olarak CMUK.nun 403 ve TCK'nun 70. maddeleri gereğince verilen "İdam Cezaları, daha önce verilen cezaların nevinin de değiştiği yeni bir hüküm (son karar) mahiyetinde olduğundan re'sen temyiz incelenmesine tabidir ve duruşma yapılarak verilmesi gerekir. Sanıklara TCK.nun 70. maddesi, ister yukarıda açıklandığı şekilde, kesinleşmiş mahkumiyet kararlarına ilişkin olarak, ister inceleme konumuzu teşkil eden dava dosyasında olduğu gibi, iki ayrı adam öldürme suçuna ilişkin olarak görülmekle olan bir dava sonunda verilen iki müebbet ağır hapis cezası hakkında uygulansın, verilecek hüküm resen temyiz incelenmesine tabi olduğundan "hüküm yalnız mahkum tarafından veya onun lehihe Cumhuriyet müddeiumumisi veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamayacağına dair CMUK.nun 326/2. maddesi hükmü, temyiz incelenmesine tabi diğer dosyalarda gibi gözönünde tutulur.
Yerel mahkeme hükmü, sanık vekili müdahil Ümmü Gülsüm vekili tarafından temyiz edilmiştir. Öldürülenlerden Hasan'ın eşi olan adı geçen müdahilin maktüllerden Hüseyin'e ilişkin hükmü temyiz yetkisi olmadığı ve Hasan'ıöldürmekten TCK.nun 450/10,59. maddelerinin uygulanması suretiyle sanığa verilen müebbet ağır hapis cezasının da yasaya uygun bulunduğu gözönünde tutulduğundan TCK.nun 70. maddesinin uygulanması yönünden aleyhe bir temyiz olmadığının kabulü zorunludur.
Bu itibarla sağına TCK.nun 70. maddesinin uygulanması suretiyle "İdam " Cezası verilmemiş olması aleyhe bozma nedeni yapılamayacaksa da; içtima sonucu sanığa birden fazla müebbet ağır hapis cezası verilemeyeceği ve kanunlarda yazılı olmayan bir cezanın, eyleminin mahiyeti ne olursa olsun kimseye uygulanamayacağı gözönünde tutulmaksızın sanığın iki defa müebbet ağır hapis cezası ile tecziyesinde karar verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları ile vekilinin duruşmalı inceleme sırasındaki açıklamaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile BOZULMASINA, 17.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.