 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2003/7161
K: 2003/12474
T: 23.10.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- RÜCUEN TAZMİNAT
- ZAMANAŞIMI DEF'İ
İçtihat Özeti: Zarar görenler tarafindan davacı idare aleyhine açılan ek davanın davalıya ihbar edilmediği gibi davacı idare tarafindan zamanaşımı definde bulunulmadığı, oysa olay tarihi nazara alındığında ek davanın zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, zamanaşımı definde bulunmayarak gereksiz yere fazla tazminat ödeyen davacı idarenin ek dava nedeniyle ödediği tazminatı davalıya rücu etmesine yasalolanak yoktur.
(818 s. BK. m. 147)
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından, davalı Osman aleyhine 5.7.2002 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem sonucu ölenin yakınlarına ödenen tazminatın haksız eylemi gerçekleştiren davalıdan rücuan alınmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; istemin kısmen kabulüne dair verilen 30.1.2003 günlü kararın Vargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendik kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazına gelince; davacı Milli Savunma Bakanlığı, askeri hastanede doktor olarak görevli bulunan davalının hukuka aykırı eylemi nedeniyle desteğin ölümünden dolayı ödemek zorunda kaldığı tazminatın, haksız eyleme yol açan davacıya ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise, olay ile ilgili olarak açılan ek dava kendisine ihbar edilmediğinden haberdar olamadığını, ek davada zamanaşımı geçtiği halde Milli Savunma Bakanlığının zamanaşımı def'inde bulunmadığını, geç ödemeden dolayı artan zarardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek isternin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece isternin bir bölümü hüküm altına alınmıştır. Kararı davalı temyiz etmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre; askeri hastanede göğüs hastalıkları uzmanı olan davalının, Gölcük Tersane Komutanlığında çalışan ve göğüs ağrısı şikayeti ile acil servise getirilen işçiyi tedavi edilmeyip dispansere gönderdiği, hasta işçinin 2.3.1989 tarihinde yolda öldüğü, davalının Askeri Mahkemece tersane işçisini tedavi etmemek biçimindeki eyleminin görevi ihmal suçunu oluşturduğu belirlenerek Türk Ceza Yasası'nın 230/1. maddesi gereğince cezalandırıldığı; ölen işçinin yakınları tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılan ilk tazminat davasının davalıya ihbar edildiği, yargılama sonunda davacı idarenin tazminat ile sorumlu tutulduğu, Yargıtay incelemesinde geçen kararın kesinleştiği; ölenin yakınfurı tarafından 29.12.2000 tarihinde saklı tutulan hakların ödetilmesi amacıyla ek dava açıldığı, o davanın davalısı olan Milli Savunma Bakanlığı tarafından zamanaşımı def'inde bulunulmadığı, ek davanın davalı doktora ihbar edilmediği, Yargıtay incelemesinden geçen bu kararın da kesinleştiği; her iki ilamın 26.2.2002 gününde icraya konulduğu ve hak sahiplerine ödemenin 25.6.2002 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Zarar görenler tarafından Milli Savunma Bakanlığı aleyhine 29.12.2000 gününde açılan ek dava davalıya ihbar edilmediği gibi Milli Savunma Bakanlığı tarafından zamanaşımı def'inde de bulunulmamıştır. Oysa 29.12.2000 tarihli ek dava, olay tarihi gözetildiğinde zamanaşımına uğramıştır. Zamanaşımı def'inde bulunmayarak gereksiz yere fazla tazminat ödeyen davacıidarenin ek dava nedeniyle ödediği tazminatı davalıya rücu etmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Şu durumda, ek dava nedeniyle ödenen tazminattan davalının sorumlu tutulamayacağının gözetilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), öteki temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 23.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.