 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2003/13078
K: 2003/13450
T: 17.11.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı Nevşehir Valiliği ile davalı Göreme Belediye Başkanlığı arasındaki davada Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesince Hakem Sıfatıyla verilen ve bu nedenle Yargıtay incelemesi yapılmadan kesinleşmiş bulunan 16/1/2003 gün ve Esas 2002/2, Karar 2003/1 sayılı kararının yürürlükteki yasalara aykırı olduğu iddiasıyla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 29/9/2003 gün ve Hukuk: 151967 sayılı yazıyla kararın kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı Nevşehir Valiliği, ören yerlerinin giriş ve gezi ücreti olarak toplanan paralara İl Özel İdaresinin sadece protokol gereğince saymanlık yaptığını, asıl muhatabın Kültür Bakanlığı olması gerektiğini ileri sürerek paylarının ödenmesi açısından Nevşehir Valiliği İl Özel İdaresi'nin muhatap ve borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkemece 3533 sayılı yasaya göre yapılan yargılama sonunda "davacının menfi tespit isteminin reddine, 1994-1998 yılları arasında İl Özel İdaresi'nce Göreme Belediyesine ödenen kısmın mahsub edilerek geriye kalan 118.952.340.000 lira payın ödenmesinden İl Özel İdare Müdürlüğü'nün sorumlu olduğunun tespitine" karar verilmiştir.
Tarafların ve müdahil Kültür Bakanlığı'nın itirazları üzerine 7/3/2003 tarihli ek karar verilmiştir. Ne var ki, aynı olay yine taraflar arasında, Kayseri Vergi Mahkemesinde de uyuşmazlık konusu olmuş ve anılan mahkemece karara bağlanmıştır. Bundan dolayı da, davacının istemi ve Kayseri Vergi Mahkemesinin 1999/591 esas sayılı ve 10/10/2000 tarihli kararı gözetildiğinde Yargılama Usul ve Yöntemine aykırıdır. Şöyle ki;
Daha önce aynı konuda Göreme Belediye Başkanlığı tarafından davacı Nevşehir Valiliği aleyhine açılan davada Vergi Mahkemesince yargılama yapılıp Nevşehir Valiliği'nin ileri sürdüğü savunma ve itirazlar incelenmek suretiyle Nevşehir Valiliği'nin sorumluluğu yönünde karar verilmiş, bu karar aşamalardan geçerek kesinleşmiştir. Şu durumda H.U.M.K.'nun 237. maddesi gereğince kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerekirken esasına girilerek yeniden hüküm kurulması yerinde olmadığından Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü gerekmiştir.
Ayrıca davacının menfi tespit istemi reddedildiği halde mahkemece davacının borçlu olduğu miktarın belirlenmesi yoluna gidilmesi de kabul şekli bakımından usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün H.U.M.K.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA, gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 17/11/2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.