 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2003/11479
K: 2004/2091
T: 24.2.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NEDENİYLE
MADDİ VE MANEVI TAZMINAT DAVASI
MİRASÇILARIN SORUMLULUĞU
İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞI
ZAMANAŞIMI DEF'İ
İçtihat Özeti: Kişisel hakların zedelenmesi hukuksal edenine dayalı okırak mirasçılaraleyhine açılan tazminat davasında;
1- Mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığıdeğil, ihtiyari dava arkadaşlıği vardır.
2- İhtiyari davaarkadaşlarının hepsi için ortak olan bir deti (örneğin zamanaşımı deti) sadece bunu ileri sürmüş olan davalı taraf bakımından hüküm ifade eder.
(4721 s. MK. m. 24, 25, 599)
Davacı Engin vekili avukat ısmailtarafından, davalı Hatice vd. aleyhine 28.12.2001 gününde verilen dilekçe ile davalılar murisinin haksız şikayeti ve iftirası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın süre yönünden reddine dair verilen
15.4.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından sü- resi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tektik hakimi tarafından hazırlanan rapor,ile dosya içerisindekikağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenfere göre davacının davalılardan Yusuf, Hatice ve Saadet'e yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı; davalıların, murisi olan Murat'ın yalan beyanları nedeniyle kendisinin Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıp beraat ettiğini, daha sonra kendisinin şikayeti üzerine Murat'ın iftira suçundan yargılanıp mahkum olduğunu ve bu kararın kesinleştiğini, bu iftira eyleminden dolayı kişilik haklarının zarar gördüğünü ancak bu arada Murat'ın ölmüş olması nedeniyle mirasçılarıolan davalılar aleyhine dava açrı;ıak durumunda kaldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Yargılama aşamasında davalılardan Yusuf, Hatice ve Saadet vekilleri zamanaşımı def'inde bulunmuşlar, diğer dmıalılar davaya cevap vermemişler, mahkemece mahkumiyet kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıldan daha fazla süre geçtikten sonra dava açıldığından tüm davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Mirasçılar murisin borçlarından dolayı 3. kişilere karşı müte$elsilen sorumludur. Bunun sonucu olarak da alacaklı mirasçılardan birine, bir kısmına veya tamamına karşı dava açabilir. Eldeki davanın niteliği itibariyle mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı değil, ihtiyari dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle de her bir davalı (mirasçı) hakkındaki dava diğerinden ba- . ğımsız olduğundan davalılar ayrı ayrı iddia ve savunmada bulunabilirler.
Somut olayda da,. davalılardan bir kısmı zamanaşımı def'inde bulunmuşlardır. Zamanaşımı def'i borcun aslını ortadan kaldırmayan ancak bu hakkın ileri sürülmesine engelolan kişisel bir defidir. Ihtiyari dava arkadaşlarının hepsi için ortak olan bir def'i (örneğin zamanaşımı def'i) sadece bunu ileri sürmüş olan davalı taraf bakımından hüküm ifade eder. Şu haliyle açılan davada davalılardan sadece üçü zamanaşımı def'indebulunduğu halde tüm davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddi yerinde değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), davacının davalılar Yusuf, Hatice ve Saadet'e yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu benttegösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 24.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.