 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2002/7557
K: 2002/11840
T: 21.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: Dinletileceği usulüne uygun biçimde mahkemeye
bildirilen ve tayin edilen duruşma gününde hazır bulunduru
lan tanığın, mahkemece öncelikle dinlenmesi ve bundan
sonra anlatımının tarafsız olup olmadığının takdir edilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 240)
Davacı İbrahim Melih vekili Avukat Mehmet tarafından, davalılar M. Emin ve H...... Gazetecilik A.Ş. aleyhine 13.9.2001 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.3.2002 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, "H..... gazetesinde "Ne biçim soyuyorlar" başlıklı haberde kişilik hakkına saldırıdan söz ederek tazminat isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece istek, anılan haberin güncel olmadığı, gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle kısmen kabul edilmiştir.
Uyuşmazlık dava konusu haberin gerçek olup olmadığı olgusu üzerinde toplanmaktadır.
İddia ve savunmasını tanıkla ispat etmek isteyen taraf öncelikle tanıklarını hangi konuda dinleteceğini mahkemeye bildirir mahkeme bunun üzerine HUMK.nün 218. maddesine göre o konunun tanıkla ispat edilmesinin mümkün olup olmadığını inceler ve bir karar verir. Mahkeme, ispat edilmek istenen konunun tanıkla ispatının olanaklı olduğu sonucuna varırsa, tanık gösterme talebinde bulunan tarafa tanıklarını göstermesi için uygun bir süre verir. Tanık listesi veren taraf gösterdiği tanıkların ücretlerinin ve davetiye giderlerini mahkeme veznesine ödemek zorundadır. Ancak Yargıç tarafından verilecek kesin süre içerisinde ücret ve giderleri ödemeyen taraf tanık dinletmek isteğinden vazgeçmiş sayılır.
Somut olayda davalıların, davaya karşı verdikleri cevapta, savunmalarının kanıtlanması yönünden tanık deliline de dayanmış ve anılan haberde iddia olunan "Devlet ihale Kanununa aykırı olarak yapılan arsa tahsisi" konusunda rapor hazırlayan emekli sayıştay denetçisi Ali ihsan tanık olarak gösterilmiş ve dinlenmesi istenmiştir. Mahkenmece 27.12.2001 günlü oturumda tanığın tebligatla çağrılmasına karar verilmiş ancak, davalılar tebligat giderini yatırmayıp, takip eden 12.3.2002 günlü oturumda tanığı hazır bulundurmuşlardır. Ne varki mahkemece adı geçen tanığın oturum sırasında dinleyiciler arasında bulunduğu yanların iddialarını dinlediği ve böylece tarafsız kalamayacağı gerekçesi ile dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir. Tanık delili maddi bir olgu hakkında başvurulan takdiri kanıt niteliğindedir. Hukuk Usulü Muhakemeler Yasasında genel olarak tanıkların yeminle dinleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenleme itibariyle de, tanığın beyanı takdiri delil niteliğindedir. Bu yönler gözetilerek tanığın dinlenmesi ve bundan sonra anlatımının tarafsız olup-olmadığının takdir edilmesi gerekirken mahkemece usul ve yasaya aykırı gerekçelerle tanık dinlenilmesinden vazgeçilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup savunma hakkını kısıtladığından kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 21.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.