 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2002/11872
K: 2003/2050
T:3.3.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MİSLİ EŞYANIN AYNEN İADESİ
- MÜMKÜN OLMADIĞI TAKDİRDE BEDELİNİN
- TAHSİLİ
ÖZET: Davalı eşte kalan ziynet eşyalarının aynen iadesi, iade mümkün olmazsa bedellerinin verilmesi istemine ilişkin bir davada; davacının, aynen iade karan üzerine dava konusu misli eşyaların (altın takı) icra takip tarihindeki değerlerini alabilme olanağı varken, sadece dava dilekçesinde değer bildirmiş olması nedeniyle bunun altındaki bir değere göre karar verilmesi hakkaniyete uygun düşmez. Ancak, davacının temyiz dilekçesinde eşyaların dava tarihindeki değerlerini faiziyle istediğini bildirmesi halinde, bilirkişi tarafından belirlenen dava tarihindeki değerler esas alınmak suretiyle büküm kurulmalıdır.
(1086 s. HUMK. m. 74)
(2004 s. İİK. m. 74)
Davacı Özlem vekili tarafından, davalı Mehmet aleyhine 18.5.2001 gününde verilen dilekçe ile davalı eşte kalan eşyaların istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.4.2002 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerek-tirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava davalı eşte kalan ziynet eşyalarının aynen iadesi, iade mümkün olmazsa bedellerinin verilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karar davacı tarafından da temyiz edilmiştir.
Davacı, dava konusu altın takıların aynen verilmesini, ancak bu mümkün olmaz ise bedellerinin ödenmesini istemiştir. Bu kapsamda dava harcına esas alınmak üzere göstermiş olduğu değer HUMK.nun 74. maddesi anlamında talebin sınırlandırılması olarak kabul edilemez. Esasen dava konusu eşyalar türleri itibariyle misli eşya niteliğinde olup, yerine konulabilir durumdadır. Davacının asıl isteğide bu eşyaların aynen verilmesine yöneliktir. Bu durumda aynen iade isteminin kabulü biçiminde verilecek hüküm ilK.nun 24. maddesinde gösterilen infaz şekline göre, infazı olanaklıdır. Anılan madde de, misli eşyalar aynen bulunamaz ise mahkeme kararında gösterilen değerleri, mahkeme kararında bir değer gösterilmemişse takip tarihindeki değerlerinin hüküm altına alınacağı düzenlenmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında davacının dava dilekçesinde göstermiş olduğu değerin bir bağlayıcılığının olmadığı daha açık biçimde ortaya çıkar. Ne varki davacı, temyiz dilekçesinde bu isteminden vazgeçerek, ziynet eşyasının dava tarihindeki değerinin hüküm altına alınması gerektiğini belirtmiştir. Şu haliyle davacı dilekçesindeki istemine sınırlama getirmiştir.
Öyleyse davacının aynen iade kararı üzerine dava konusu misli eşyaların (altın takıların) icra takip tarihindeki değerlerini alabilme olanağı varken, sadece dava dilekçesinde değer bildirmiş olması nedeniyle bunun altındaki bir değere göre karar verilmesi hakkaniyete de uygun düşmez. Ancak, davacı temyiz dilekçesinde eşyaların dava tarihindeki değerlerini faiziyle istediği anlaşıldığından, bilirkişi tarafından belirlenen dava tarihindeki değerler esas alınmak suretiyle hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı yararına (BOZULMASINA), davalının tüm davacının diğer temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alman harcın istek halinde geri verilmesine, 3.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.