ÖZET: İtirazın iptali istemine ilişkin davada, davalıların geçerli bir yetki itirazında bulunmadıkları anlaşıldığına göre; icra dairesine yaptıkları itirazdan da zımnen vazgeçmiş sayılacakları hususu gözönünde tutularak işin esası incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Davacı İçişleri Bakanlığı vekili avukat Yaşar tarafından, davalılar Bülent ve diğerleri aleyhine 11.5.2000 gününde verilen dilekçe ile davalılarca icra takibine yapılan itirazın iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; takibin yapıldığı Karabük icra Müdürlüğünün yetkisizliğine talep halinde dosyanın yetkili Antalya ve Yenice İcra Müdürlüklerine gönderilmesine dair verilen 8.2.2001 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine icra dosyasının yetkili icra müdürlüklerine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalılar Çaycuma'da dava dışı bir polis memuruna etkili eylemde bulunmuşlar, davacı bakanlık tarafından mağdura 2330 sayılı Kanuna göre nakdi tazminat ödenmiş, davacı ödediği bu tazminatı rücuan Karabük İcra Dairesinde icra takibi yaparak davalılardan istemiştir. Davalılar icra dairesine süresi içinde borca ve icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuşlar, Yenice ve Antalya İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirtmişlerdir. Davalıların itirazı üzerine duran takibin iptali eldeki işbu dava ile istenmiştir. Davalılar bu davada yetki itirazında bulunmamışlardır. Buna rağmen yerel mahkemece davalıların icra dosyasında yetki itirazında bulundukları bu dosya içinde yetki itirazında bulunmalarına gerek olmayıp, yetki itirazı halledilmeden esasa girilemeyeceğinden icra dairesinin yetkisizliğine, icra dosyasının davalıların ikametgahı olan Antalya ve Yenice İcra Dairelerine gönderilmesine karar vermiştir.

Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ileri süren davalı (borçlu) yetki itirazını esasa cevap süresi içinde ileri sürmelidir. Davalı (borçlu) mahkemenin yetkisine itiraz etmezse mahkemenin yetkisini kabul etmiş sayılır (HUMK.nun 23. maddesi). Mahkemenin yetkisine itiraz etmemiş olan borçlu icra dairesindeki yetki itirazında da zimnen feragat etmiş sayılır. Kaldı ki, mahkemenin yetkisine itiraz edilmediği halde, icra dairesinin yetkili olup olmadığının mahkemece incelenmesi ve icra dairesinin yetkisiz olduğu kanısına varılması halinde İcra Dairesine yapılan yetki itirazının kabulü ile itirazın iptali davasında yetkisizlikle davanın bitirilmesi usul ekonomisine de aykırıdır.

Somut olayda davalıların itirazın iptali davasında geçerli bir yetki itirazında bulunmadıkları anlaşıldığına göre, icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazdan zimmen vazgeçtikleri hususu gözardı edilerek işin esasını incelemek gerekirken yazılı gerekçe ile gönderme kararı ve icra dairesinin yetkisizliğine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 18.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972