 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E : 2001/11141
K : 2002/3210
T : 19.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı Yetiş S... vekili Avukat Mustafa Bir tarafından, davalılar Nejat U... ve diğerleri aleyhine 4.8.1999 gününde verilen dilekçe ile idari yargı kararının yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda: Mahkemece davalı Nejat U... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne dair verilen 8.5.2001 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili. duruşmasız olarak da davalı Metin Ş... taraflarından süresi içinde ve davalı Rüştü Kazım Y... vekili tarafından da süresi geçirilerek temyiz incelemesi istenilmekle, daha önceden belirlenen 19.3.2002 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat Mustafa B... ile karşı taraf davalılardan davalı Eyüp A... vekili Avukat R. Erden A... ve asil Metin Ş... geldiler. Diğer davalılar adına kimse gelmedi. Acık duruşmaya başlandı. Davalı Rüştü K... yücelenden gayri tarafların süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
l-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesinin birinci fıkrası hükmünce
temyiz süresi onbeş gündür. Dosya içeriğinden ilamın temyiz eden davalıya 21/8/2001 de
tebliğ edilmiş olduğu ve temyiz dilekçesinin 8/10/2001"de kaydedildiği görülmektedir.
Her ne kadar tebliğ adli ara vermede yapılmışsa da temyiz süresinin bitmesinin adli ara
vermeye rastlamaması karşısında burada aynı kanunun 177. maddesi hükmü uygulanmaz. O
nedenle süre geçirilmiş bulunduğundan davalı Rüştü Kazım Y... temyiz isteminin
reddedilmesi gerekir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı Metin Ş...'in temyiz itirazları reddedilmelidir.
3-Davacının temyiz itirazlarına gelince;
a)Dava. idari yargı kararının yerine getirilmemesinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalılardan Nejat U... hakkındaki istem reddedilmiş, diğer davalılar yönünden kısmen kabul edilmiştir. Karar davacı ile davalılardan Rüştü Kazım Y... ve Metin Ş... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından davacının Çaykur Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcısı iken 29.7.1997 de ikinci kez müşterek kararname ile görevinden alınması üzerine açtığı iptal davasında Danıştay 5. Dairesi tarafından verilen 17.11.1997 tarihli ve 1997/2087 tarihli yürütmeyi durdurma kararına rağmen 1.12.1998'de maaştan kesme cezası verildiği, bu
işlemin Trabzon İdare Mahkemesi tarafından 2.1.1999' da iptal edildiği, bu cezaya istinaden 30.3.1998' de Erzurum Pazarlama Bölge Müdürlüğüne Baş Uzman olarak atandığı, bu işlem aleyhine açılan davada 19.6.1998'de yürütmeyi durdurma kararı verildiği ve işlemin 10.11.1998'de iptal edildiği, 14.9.1998' de aynı müdürlük içinde Pazar Araştırma Kısım Müdürlüğüne getirildiği bu işlem içinde Erzurum İdare Mahkemesi tarafından 11.12.1998' de yürütmeyi durdurma, 8.3.1998' da iptal kararı verildiği, ¼ aylıktan kesme cezası verilmesine dair işlemin de 20.05.1999' da iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Davacının genel müdür yardımcılığı görevine başlatılmaması için yukarıda belirtilen işlemler yapılarak yargı kararları etkisiz hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu aşamada yapılan disiplin cezalarına ve davacının Erzurum'a atanmasına ilişkin işlemlerde davalı Nejat U... 'ın imzası vardır. Şu durumda davalı Nejat U...'da sorumludur.
Anılan yön gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
b) Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarının tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nesafetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4. Maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar mevcut halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda, davacıya verilen disiplin cezalarının ve yapılan tayin işlemlerinin çokluğu, davacının bunların iptali için açtığı davalarda verdiği mücadele ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha ılımlı miktarda manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davalılardan Rüştü Kazım Y......'in (1) nolu bentte ve Metin Ş....'in (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı vekili için takdir olunan 250.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin temyiz eden davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın davacıya istek halinde geri verilmesine 19/3/2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.