 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2000/8266
K: 2000/11217
T:7.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
- MANEVİ TAZMİNAT
Karar Özeti: Davacıyı, aile bütünlüğünü bozacağı, iş yaşamında sıkıntı yaşatacağı, toplum içinde küçük düşüreceği ve cezaevine attıracağı gibi konularda tehdit ettiği, TCK'nıın 191/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin kesinleşmiş ilamla sabit olan davalının bu söz ve eyleminin, davacının yaşama güvenliğini ve dolayısıyla ruh bütünlüğünü bozacağı, güven içinde yaşama duygusunu ve toplum içerisinde güvenli ve onurlu yaşama olgusunu zayıflatacağı, giderek ortadan kaldıracağı açık olmakla, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğunun kabulü gerekir.
(818 s. BK. m. 49)
(743 s. MK. m. 24, 24/A)
Davacı Binnaz vekili avukat tarafından, davalı Emin aleyhine 5.10.1998 gününde verilen dilekçe ile davalının davacıya hakaret ve tehditte bulunması nedeniyle 250.000.000 lira manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17.6.1999 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı avukatı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı, davalı tarafından kendisine hakaret ve tehdit edildiğini, ceza mahkemesince davalının hakaret suçundan kanıt yetersizliği nedeniyle" beraat edip, tehdit suçundan dolayı hükümlülüğüne karar verildiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davalının tehdit suçundan dolayı cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise de tehditte kullanılan sözlerin davacının kişisel çıkarlarını zarara uğratmadığı bu nedenle de davacının üzüldüğünden söz edilemeyeceği gerekçesi ile istemin reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki kanıtlardan; davalının davacıya "senin kocana karıları salacağım, icarı arttıracağım, seni perişan ettireceğim, on kişiyi göndererek seni rezil edeceğim, cezaevine attıracağım" gibi sözler söylediği, bundan dolayı da ceza mahkemesince TCK 191/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza mahkemesince verilen hükümlülük kararındaki olayların hukuk hakimini bağlayacağı tartışmasız kabul edilmek gerekir. Diğer bir anlatımla ceza mahkemesince davalının davacıya karşı suç teşkil edecek biçimde hukuka aykırı davrandığının sabit olduğu kabul edilmelidir. Sorun; tehdit suçundan dolayı, tehdit edilenin kişilik değerlerinin saldırıya uğrayıp uğramadığıdır. Hukuki yapısı itibariyle tehdit, başkasına karşı ağır ve haksız bir zarara uğratacağının bildirilmesidir. Somut olayda da davalı, davacının aile bütünlüğünü bozacağı, iş yaşamında sıkıntı yaşatacağı, onu toplum içinde küçük düşüreceği ve cezaevine attıracağı gibi konularda tehdit etmiştir. Bu sözlerin davalı tarafından davacıya söylediği sabittir. Bu şekildeki söz ve eylemin davacının yaşama güvenliğini ve dolayısıyla ruh bütünlüğünü bozacağı, güven içinde yaşama duygusunu zayıflatacağı, onun toplum içerisinde güvenli ve onurlu yaşama olgusunu zayıflatacağı, giderek ortadan kaldıracağı açıktır. Böyle bir sonucun da kişinin, kişilik değerlerindeki yaratacağı olumsuz sonuçlar nedeniyle saldırı oluşturacağı kabul edilmelidir.
Bu bakımdan mahkemece yazılı gerekçe ile istemin reddi biçiminde karar verilmesi, yukarıda açıklanan olgular itibariyle doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde verilmesine, 7.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.