 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/6107
Karar No: 2000/6116
Tarih : 22.6.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı Hülya G... vekili Avukat İbrahim K... tarafından, davalı T.C. Merkez Bankası Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfı aleyhine 15/12/1998 gününde verilen dilekçe ile davalı vakıftan emeklilik hakkı kazandığının tespitinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle
dava dilekçesinin reddine dair verilen 29/12/1999 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi
davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar
verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar
incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı davalı vakıf aleyhine açtığı bu davada dava tarihinden geçerli olmak üzere vakfın üyesi ve vakıftan emeklilik hakkına sahip bulunduğunun tesbitini istemiştir.
Yerel mahkemece, davaya iş mahkemesinde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda gözönünde tutulması gereken 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134. maddesinin bir gereği olarak bu yasanın uygulamasından doğan davalara iş mahkemesinde bakılacağı hüküm altına alınmıştır. Üzerinde durulması gereken husus, davalı vakfın statüsü gereği vakıftan yararlananlarla vakıf arasında çıkacak uyuşmazlıkların 506 Sayılı Kanundan doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır. Konunun açıklığa kavuşması için anılan yasanın 128. maddesi ile geçici 20. maddesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasanın 128. maddesinde sözü geçen sandıkların kurulmuş olanlarının faaliyetlerine devam edebileceği ve bu tür sandıkların yeniden kurulabilecekleri belirtilmiş bulunmaktadır. Bu sandıkların faaliyetlerinin işverenin sigorta bakımından mükellefiyetlerini engellemiyeceğide maddenin ikinci bendinde belirtilmiştir. Gerçici 20. maddede ise; adı geçen kuruluşların bu kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç 6 ay içinde statülerinde belli değişiklikleri yaptıkları takdirde, bu teşekküllerin ve sandıkların personeli, iş bu kanun uygulamasında sigortalı sayılmazlar denilmektedir.
Sosyal Sigortalar Kanunu'nun esas düzenleme amacı, hizmet sözleşmesine göre çalışanları eksiksiz sosyal güvenceden yararlandırmaktadır. Yasanın yürürlüğünden sonra kendi amacı doğrultusunda faaliyet gösterecek kuruluşların yeniden kurulmasına izin vermemiş, ancak; daha önce kurulmuş olan ve birer müessese haline gelmiş kuruluşların statülerini bu maddede öngörüldüğü biçimde düzenleme yapmaları durumunda, onların çalışmalarına izin verileceği öngörülmüştür. Bu şekilde faaliyetlerine izin verilen kuruluşlardan yararlananların sigortalı sayılmayacakları da maddede belirtilmiş bulunmaktadır. Önemle üzerinde durulması gereken nokta, gerek 128. maddede gerekse geçici 20. madde de sözü gecen kuruluşların varlık nedeninin ve yapılarının 506 Sayılı Yasa ile düzenlenmemiş oluşlarıdır. Halta bu kuruluşların 506 Sayılı Kanun'dan öncede var olduklarıdır. Bu kuruluşlar başla Dernekler Kanunu olmak üzere genel hükümlere göre kurulan ve faaliyetlerini devam ettiren mensupları ile ilişkilerinin düzenlenmesinde de genel hükümlerin uygulandığı kuruluşlardır. Bundan dolayıdır ki, davalı kuruluş ile üyeleri arasında çıkacak uyuşmazlıklara ve özellikle somut olayda ki durumlarda olduğu gibi, 506 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması düşünülemez. 506 Sayılı Yasa 128. madde ile yeni bir müessese kurmamış kurulmuş olan müessesenin yaşamasına olanak sağlamıştır. Geçici 20. madde ile de yine yeni bir müessese kurulmamış, kurulmuş ve faaliyetini devam ettirmekte olan müesseselerin üyelerinin sigortalı sayılmayacakları belirlemiştir. Sırf bu belirlemelerin bu kanunda yapılmış olmasını bu müesseselerin bu kanunla kurulmuş müesseseler durumuna getirilmesi sonucunu doğurmaz. Bu müesseselerin birer sosyal güvenlik kuruluşları olmaları, bunlarla, üyeleri arasında çıkan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görülmesi sonucunu doğurmaz.
Mahkemelerin görevi yasa ile belirlenir. Anılan maddelerde davaya İş Mahkemesinde bakılacağına dair bir kural bulunmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemenin davaya İş Mahkemesinde bakılacağı gerekçesi ile görevsizlik karan vermesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA ve peşin alman harcın istek halinde geri verilmesine 22/6/2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.