 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/4065
Karar No: 2000/4250
Tarih : 1.5.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki idari yargı kararının yerine getirilmemesi nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 29.11.1999 günlü ve 1999/7856-10442 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davalı Özgün Ö... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK'nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, Danıştay 5. Dairesi tarafından verilmiş iptal kararının davalılar tarafından uygulanmaması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, davalıların temyizi üzerine karar dairece onanmıştır.
Davalı Özgün Ö...'in karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Uygulanmadığı iddia edilen iptal kararının uygulanması gerektiği dönemde davalı Özgün Ö... Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürüdür.
Anayasamız hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemiştir. Yargı kararlarının yasama ve yürütme organlarıyla yönetimi bağladığını, bu organların ve yönetimin yargı kararlarım hiçbir biçimde değiştiremeyeceklerini ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceklerini vurgulamıştır (md. 138/son). Uygulamada yargı kararlarının yerine getirmeyenlerin suç işledikleri, tazminatlada sorumlu oldukları kabul edilmektedir. Bu durumda karan uygulamak durumunda olanların kararın eksikliğini veya yanlışlığını tartışma yetkileri bulunmadığı gibi, bu kararlan eksik uygulamaları, uygulamış gibi görünmeleri de mümkün değildir. Kararın 30 gün içinde uygulanmamış olması şalisi sorumluluk için yeter sayılmaktadır.
2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne ilişkin Kanunun iki ve üçüncü maddeleri ile bu kanun'un sonuna eklenmiş bulunan iki listeye göre; bazı görevliler Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile, öteki görevliler de müşterek kararname veya üçlü kararname diye adlandırılan kararnamelerle atanmaktadırlar. Bu listelerin dışında kalan personelin bakanlıkların teşkilat kanunlarına göre bakanca atanacakları düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu düzenleme gereği davacının atama yetkisi üçlü kararnamede isim ve görevleri yazılanlara ait bulunduğuna göre Personel ve Prensipler Genel Müdürü olan davalı Özgün Ö...'in sorumluluğunun bulunup bulunmadığı meselesi önem kazanmaktadır.
Kamuda yapılan ortak çalışmalarda, bu ortak çalışmaya belli ölçüde katılan tüm görevlilerin doğan sonuçtan sorumlu olmaları asıldır. Bu görevliler görevlerini yaparken yazılı ve sözlü kuralları işin gereğine göre uygulamak durdumundadırlar. Özellikle emir almak durumunda olanlar sırf kendilerine emredileni, emderildiği biçimde yaptıkları savunmasında bulunamazlar. Bazı durumlarda eniri verenin yazılı emrinin uygulayıcıyı sorumluluktan kurtardığı halde, diğer bazı hallerde yazılı emir bulunsa da görevlinin o işi emre göre değil yazılı kurallara göre yapması gerekir. Yapılması suç olan bir işin yapılması emre uygunda olsa, işi yapan memuru cezadan ve sorumluluktan kurtaran bir neden değildir. Belirtilen durumlarda dikkat edilmesi gereken husus görevimin görevini yaparken kendisine de belli ölçüde yetki ve sorumluluk verilmiş olmasıdır. Halbuki, somut olayda atama yetkisi üçlü kararnamede isimleri yazılı kişilerdedir. Bu gibi durumlarda atama yetkisi bulunmayan kişilerin atamaya bir kalkılan bulunmadığından, yalnızca yazışma işini yapmış sayılacaklarından sorumlulukları sözkonusu olamaz. Dosyadaki belge ve bilgilere göre somut olayda davalının anılan yargı kararının yerine getirilmemesinde hiçbir işlevinin mevcut olmadığı gibi sorumluluğunu gerektirecek bir imza ve işaretininde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı hakkındaki davanın reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirir ise de, karar onanmış bulunduğundan davalı Özgün Ö...'in karar düzeltme istemi HUMK.nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli, onama kararı kaldırılmalı ve karar gösterilen nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı Özgün Ö...'in karar düzeltme isteğinin kabulüne, onama ilamının kaldırılmasına ve kararın yukarıda yazılı olan nedenlerle BOZULMASINA ve karar düzeltme isteyen davalı Özgün Ö...'den önce alınan onama harcı ile peşin alınan red karar harcının istek halinde geri verilmesine 1.5.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Yerel mahkeme kararında yazılı olan gerekçeler ve dosya içindeki kanıt ve belgelere göre, karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Dava, yargı kararının süresinde uygulanmaması nedenine dayanan tazminat isteğine ilişkindir.
İdari Yargılama Usulü Kanunun'nun 28. maddesine göre yürütmenin durdurulması ya da iptal kararlarının yerine getirilmesi zorunludur. Kararlar en geç otuz gün içinde yerine getirilir; geciktirilemez. Aksi halde yönetimin hukuksal sorumluluğunu gerektirir. Kamu görevlisi karara uymaz ise kamu görevlisinin kişisel sorumluluğuna gidilir.
İlke olarak kararını yerine getirme yetkisi kiminse sorumlu o olur. Ancak iptal kararı bilerek yetkili makama geç ulaştırılırsa bu durum haksız eyleme katılım sayılır. Katılanda yetkili kişi gibi sorumlu olur.
Somut olayda davalılardan Özgün Ö...'in davacıyı kadrosuna atama yetkisine sahip olmadığı açıktır. Sorun anılan kişinin atamaya ilişkin teklifi uygun bir süre yetkili kişiye ulaştırmama noktasında toplanmaktadır.
Yerel mahkeme kararında bu konu aydınlanmamıştır. Çoğunluğun karar düzeltme isteğinin kabulü gerekçesinde de anılan özelliğe değinilmemiştir.
Anlatılan yön doğrultusunda karar düzeltme isteği kabul edilmelidir. Çoğunluk görüşüne bu nedenle katılamıyorum.