Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2000/18
K:   2000/545
T:   27.1.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TAPU SİCİLİNİN TUTULMASI
HAZİNENİN SORUMLULUĞU
Karar Özeti: Her ne kadar, Hazine Tapu Sicilinin tutulmasından dolayı kusursuz sorumlu ise de, kusursuz sorumlulukta dahi hukuka aykırı eylem ile, zararlandırıcı sonuç arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Diğer bir anlatımla, hukuka aykırı olan eylem ile zarar arasındaki uygun illiyet bağı, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru, veyahutda beklenmeyen bir nedenden dolayı kesilmiş olmamalıdır.
(743 s. MK. m. 917)
 
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen kararın; Dairemizin 11.10.1999 gün ve 1999/5620-8292 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK'nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Davacılar, davalı hazine dışındaki kişilerle birlikte miras bırakan Hanım'ın mirasçıları olduklarını, gerçek kişi olan davalıların bu durumu bilmelerine rağmen miras bırakandan aldıkları veraset belgesinde mirasçı olarak gösterilmediklerini böylece davalıların veraset belgesine göre miras bırakan Hanımdan kalan taşınmazları üçüncü kişilere sattıklarını üçüncü kişi hakkında açtıkları tapu iptal davasının sonuçsuz kalıp kararın kesinleştiğini bunun sonucunda zarara uğradıklarını, gerçek kişi olan davalılarla birlikte hazinenin de Medeni Kanunun 917. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu belirtmek suretiyle taşınmaz bedelinin ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
 
Mahkemece istem kabul edilmiş, bir kısım davalıların temyizi üzerine dairece karar onanmıştır. Davalı Hazinenin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
 
Dosyadaki kanıtlara göre, davalı gerçek kişi olan Vahide, Muammer ve Hilmi'nin tapu maliki Hanım'ın tek mirasçısı olduklarına ilişkin aldıkları veraset belgesine dayanarak miras bırakan Hanım'dan kalan ve bedeli istenen taşınmazları üçüncü kişilere sattıkları, davacıların üçüncü kişiler hakkında açtıkları tapu iptali davasının sonuçsuz kaldığı görülmüştür. Yine alınan veraset belgesinde davacıların Hanım'ın mirasçıları olmalarına karşın veraset belgesinde mirasçı olarak yer almadıkları da anlaşılmıştır. İşte davalılar alınan bu veraset belgesi uyarınca tapuda işlem yapmışlardır. Görüldüğü gibi zararlandırıcı eylem, tapu sicilinin tutulmasından değil, gerçek kişi olan davalıların hukuka aykırı olan ağır kusurlarından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar Hazine Medeni Kanunun 917. maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından dolayı kusursuz sorumlu ise de, kusursuz sorumlulukta dahi hukuka aykırı eylem ile zararlandırıcı sonuç arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekir. Diğer bir anlatımla hukuka aykırı olan eylem ile zarar arasında ki uygun illiyet bağı, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru, veyahutta beklenmeyen bir nedenden dolayı kesilmiş olmamalıdır.
 
Somut olayda gerçek kişi olan davalıların ağır kusuru sonucu illiyet bağının kesildiği böylece, kusursuz sorumlu olan hazinenin de bundan dolayı sorumlu olmadığı sonucuna varılmalıdır. Aksi durumda her kusursuz sorumluluk halinde uygun illiyet bağının varlığı aranmayacaktır. Bu durumda da kusursuz sorumluluk hallerinde kusursuz sorumlu olanın sorumluluktan kurtulma olanağı ortadan kalkmış olacaktır. Böylece kusursuz sorumluluk halleri ile riskten kaynaklanan sorumluluk birbiri ile örtüşecektir ki hukukumuzda risk nazariyesine göre sorumluluk Medeni Kanunun 917. maddesinde öngörülmemiştir.
 
Açıklanan şu duruma göre davalı Hazinenin sorumluluğuna karar verilmemesi gerekirken onun hakkında da hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir, ancak karar onanmış bulunduğundan Hazinenin karar düzeltme istemi kabul edilmeli ve karar yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmalıdır.
 
SONUÇ: Davalı Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına kararın yukarıda belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA), 27.1.2000 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY GEREKÇESİ
 
Dava tapu sicilinin tutulmasından doğan maddi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen hüküm altına alınmış, karar davalılardan Hazine vekilince temyiz edilmiş ve dairemizce onanmıştır.
 
Davacı dava dilekçesinde yanlış veraset ilamına dayanarak muristen kalan taşınmazın davalılara geçirildiğini onlardan da iyi inançlı üçüncü kişilerin satın aldığından söz ederek tazminat isteğinde bulunmuştur.
 
İlke olarak sahte vekaletname ya da veraset belgesine dayanarak yapılan işlemlerden MK. m. 917'ye göre hazineyi sorumlu tutabilmek için gerçek hak sahibinin düzeltim davası ile hakkına kavuşmaması gerekir. Çünkü düzeltim davası ile taşınmaza sahip olunabilir. Zararda gerçekleşmemiştir. Ancak, taşınmaz üçüncü kişiye satılırsa gerçek hak sahibinin iyi inançlı üçüncü kişiye açacağı düzeltim davasından bir sonuç da alınamayacağı kuşkusuzdur. Zaten davada bu aşamaların sonunda açılmıştır.
 
Hazinenin sorumluluğu esas olarak bu konumda tartışılır. Devlet, MK. m. 917 doğrultusunda tapu siciline tanınan güvenden ötürü gerçek hak durumu yansıtmayan kayıtlardan doğan sorumluluğu üstlenmektedir. Buradaki sorumluluk türü olağanüstü sebep sorumluluğudur. Öğretide yargısal inançlarda baskın görüş sahte vekaletname ya da veraset belgesine dayanan işlemden doğan zararlarda Devletin Medeni Kanun madde 917'ye göre sorumlu olacağıdır (Tandoğan, Tekinay, Akipek öğretiye egemen olan bu görüşün belli başlı savunucularıdır. Bkz. tartışma için Karahasan, M.R: Mülkiyet Hakkının kazanılması, 0: 2,1998, s2070). Öte yandan HGK'nun 20.1.1960 gün 4/1 esas, 3 karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. (Aynı eser, aynı sayfa).
 
Böyle bir sorumlulukta Devlet, diğer sorumlularla birlikte BK. m. 51 'e göre eksik teselsül hükümleri uyarınca sorumludurlar.
 
Medeni Kanunun 917. maddesinin ikinci fıkrası Devletin memura dönmesi yani rücu etmesini düzenlemiştir. Bu düzenlemeye göre memur ancak kusuru dolayısıyla doğan zarardan sorumlu olur. Kusursuz ise sorumlu olamaz. 0 halde Devlet, memuru kusursuz olsa dahi zarardan sorumlu olacaktır. Bu düşünce güven prensibinin bir sonucudur. Devletin sorumluluğu ancak olağanüstü sebep sorumluluğunun koşulları gerçekleşmemesi halinde mümkündür. Eyleme katılan mirasçılar üçüncü kişi anlamında kabul edilemez.
 
Somut olayı anılan ilkeler ışığında değerlendirdiğimizde davalı hazine doğan zarardan sorumludur. Yerel mahkeme kararı doğrudur. Davalı Hazinenin karar düzeltme isteğinin reddi düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Mustafa Kılıçoğlu
Üye
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini