Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 2000/1646
K: 2000/1941
T: 2.3.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
2330 SAYILI KANUN UYARINCA TAZMİNAT
RÜCU HAKKI
Karar Özeti: Haksız fili nedeniyle, 2330 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mağdura tazminat ödemek zorunda kalan devletin, zarara neden olan haksız fiil failine rücu (dönme) etmeye hakkı vardır.
(2330 s. NTBK. m. 1, 2, 3, 6)
(818 s. BK. m. 50, 51)
(Y.HGK. Kararı- 23.2.2000 tarih ve 2000/4-103 - 124 s.)
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen kararın; Dairemizin 20.12.1999 günlü ve 1998/9244-1999/11291 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK'nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, davacı idarede görevli bulunan iki polis memurunun görevde bulundukları sırada davalılara ait aracın çarpması sonucu yaralanmaları nedeniyle ve 2330 sayılı Yasa gereğince idarenin ödediği nakdi tazminatın rücuan davalılardan alınması istemine ilişkindir. Yerel mahkeme, dönme (rücu) hakkına dayanılarak açılan davayı hazinece ödenen tazminatın devletle memuru arasındaki ilişkiden kaynaklanan ve devletin bir "ihsanı" olarak nitelenebilecek tazminat olduğu düşüncesiyle ve haksız fiil sonucu zarar görenin bu yasa kapsamındaki kişi olması yüzünden davalıların daha çok tazminat ödemek zorunda bırakılamayacağı gerekçesiyle reddetmiş; karar davacı tarafından temyiz edilmiş, dairemizce de karar onanmıştır.
 
Karar düzeltme istemi üzerine yeniden yapılan incelemede:
 
Görevli polis memurlarının yaralanmalarından dolayı; davacı idare, çalıştıran sıfatıyla ve 2330 sayılı Yasa gereğince; davalılar ise BK. 41. maddesi ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası kuralları uyarınca sorumludurlar. Zarar gören, zararın giderimini sorumlulardan birinden, bir kısmından ya da tamamından isteyebilir.
 
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle 2330 Sayılı Yasa gereği ödenen nakdi tazminatların mahiyet ve niteliğini saptamak gerekir. Yasada, ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak aylıkların maddi ve manevi zararların karşılığı olduğu belirtilirken tazminat kapsamlarının ve ayırımlarının gösterilmemiş; yasanın yürürlüğü 1.1.1968 tarihi başlangıç alınmasına karşın rücu (dönme) hakkının netleştirilmemiş olması yasanın yoruma ihtiyaç duyulan yönleridir.
 
Devlet, tazminat sorumluluğunu peşinen kabul ederek 2330 sayılı Yasanın 1, 2, 3 ve 6. maddeleri ile hizmetinde olan kişilerden ölenlerin yasal mirasçılarına; başkasının bakımına muhtaç derecede malul kalan, sakatlanan ve yaralananların kendilerine uğranılan zararın giderimini üstlenmiştir. Ancak, bütçe olanakları elvermediği takdirde nakdi tazminat miktarını yarıya indirilmesine veya vakti tazminata ilişkin hükümlerin uygulanmamasına Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
 
Bu yasa, daha önce var olan yasalarla değişik yasalardaki bazı hükümler arasında mevcut dağınıklığa ve aynı zamanda Danıştay Yargıtay ve Askeri Yüksek idare Mahkemesi kararları arasında uygulamalarında oluşan çelişkiyi gidermek için çıkarılmıştır. Somut uyuşmazlığın çözümüyle yakından ilgili olan 2330 sayılı Yasanın 6. maddesinde "Bu kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylık uğratılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır. Yargı mercilerince maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar göz önünde tutulur." hükmü yer atmış bulunmaktadır.
 
Yasanın görüşülmesi sırasında komisyon sözcüsü, maddede yer alan tazminatlarla İlgili olarak ".bu tazminatlar maddi ve manevi zararların karşılığıdır dememiz,... destekten yoksunluk tazminat davalarında mahsup cihetine gidilmesini amaçlamaktadır' biçiminde açıklama yapmıştır.
 
O halde, gerek yasanın açık kuralına, gerekse yasa teklif mm görüşüldüğü sırada yapılan açıklamalara göre, rücu (dönme) davasına konu olan ve devletin Ödediği nakdi tazminat, faili meçhul olaylarda, zarar görenleri ortada bırakmamak ve bu yolda açılacak davaların uzamasından dolayı onları mağdur etmemek üzere acilen ödenen bir tazminat; başka bir anlatımla ileride bu yolda açılacak tazminat davalarında gözetilip mahsup edilmek üzere yapılan bir ödemedir.
 
Bu saptamadan sonra konunun açıklığa kavuşturulması bakımından uyuşmazlığın çözümünü sağlayacak eksik teselsül (eksik dayanışmalı sorumluluk) kuralının irdelenmesi gerekir.
 
BK. 51. ve devam eden maddelerinde birden çok nedene davalı olarak Sorumluların haksız muamele, akit, kanun) olması durumunda, birlikte zarara neden olanlar hakkındaki hükümlere göre işlem yapılacağı öngörülmüştür.
 
Kural olarak haksız bir fiili ile zarara Sebebiyet vermiş olan kimse, en evvel, tarafından hata vaki olmamış ve üzerine borç alınmamış olduğu halde kanunen mes'ul olan kimse eri sonra, zarar ile mükellef olur.
 
Görüldüğü gibi BK. 51. maddesi ile aynı Yasanın tanı teselsülü içeren 50. maddesine yollama yapılmaktadır. Buna göre, birden çok kimseler, değişik hukuksal nedenlerle sorumlu oldukları takdirde, tarar gören tam dayanışmalı sorumlulukta olduğu gibi giderim isteminin bir bölümünü ya da tamamını bu sorumlulardan birinden, birkaçından ya da hepsinden istemde bulunabilir. Borçlulardan birinin yaptığı ödeme, ödenen miktar oranında diğerini veya diğerlerini borçtan kurtarır ve daha sonra ödeme yapanın diğerlerine karşı rücu (dönme) hakkı doğabilir.
 
Eksik teselsül halinde, aynı zarardan birden çok kişinin sorumlu tutulmalarını, tam teselsülün aksine, birden çok kişinin bu zarardan dolayı ortak kusurları nedeniyle değil, değişik hukuksal nedenlerle sorumlu olmalarına bağlanmıştır. BK.nun 50. maddesi hükmü, rücu hakkını kusur oranına; 51. madde de ise belli bir sıralamaya dayandırmaktadır. Haksız fili faili ödemede bulunmuşsa kimseye rücu edemezken, yasadan dolayı sorumlu kişi sözleşme nedeniyle sorumlu kişiye ve haksız fili failine rücu edebilir.
 
Somut olayda, haksız fili faili, devleti mağdura karşı 2330 sayılı Yasa uyarınca tazminat ödeme külfeti altına sokmuş ve Devletin zarar görene ödeme yapması ile onun mal varlığında bir eksilmeye neden olmuştur. Bir, başka anlatımla failin eylem ve davranışı devlete karşı da işlenmiş bir haksız fiildir. Ortaklaşa kusurları olmadığı halde davanın tarafları, aynı zarardan değişik hukuksal nedenlerle sorumlu olduklarından davacı idare ödemede bulunmuş ve bu dava ile de trafik kazasına neden olan aracın sürücüsü ile işletenine rücu hakkına dayanarak dava açmıştır.
 
Her ne kadar dairemizin önceki kararları 2330 Sayılı Yasa uyarınca devletçe yapılan ödemelerin rücu edilemeyeceği yönündeyse de, Yargıtay HGK'nun oybirliğiyle alınmış 23.2.2000 gün ve 200014-103 esas, 124 karar sayılı kararında açıklanan ve dairemizce de benimsenen yukardaki ilkeler doğrultusunda davacının rücu (dönme) hakkının varlığı kabul edilmeli; gerekli araştırma ve inceleme yapılıp ödemelerin haksız eylemde bulunanın meydana getirdiği zarardan kaynaklandığı belirlendiği takdirde; istem kabul edilmelidir. Açıklanan bu nedenlerle davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken onanmış bulunduğundan davacının karar düzeltme istemi HUMK'nun 440 ve sonraki maddeleri gereğince kabul edilmelidir.
 
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüyle;dairemizin 20.12.1999 tarih, ve 1999/9244-11291 sayılı onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA), 2.3.2000 gününde oybirliğiyle karar. verildi.
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini