Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E:2000/1320
K:2000/3049
T:05.04.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
YARGITAY İLAMI
Davacı Nevzat T... vekili Avukat M.Oktar A... tarafından, davalı H... Gazetecilik ve Matbaacılık AŞ vd.leri aleyhine 22.9.1998 gününde verilen dilekçe ile H... Gazetesinin 5.9.1998-6.9.1998 günlü yayınlan yoluyla kişilik haklarına saldın nedeniyle toplam 3.000.000.000 lira manevi tazminat ile yayına karar verilmesinin istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece 5.9.1998 günlü yayın nedeniyle 1.000.000.000 liranın davalı şirket, Doğan S... ve Emin Ç...'den 6.9.1998 günlü yayın nedeniyle 500.000.000 liranın davalı şirket, Doğan 8301113,073 Armutçu ve Turan Y...'den tahsiline yayın talebinin reddine dair verilen 25.11.1999 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davalılar vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 4.4.2000 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat M Oktar A... geldi, karşı taraftan davalılar vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü,
Davacı, davalı olarak gösterilen yayında yer alan ve "Başsavcının görüşleri" başlıklı yazıda "Son sözü yakında Yargıtay 8. Ceza Dairesi söyleyecek; İşin ilginç yanı şimdi bazı çevreler tarafından söylentiler çıkarılmış durumda, Bunu en yetkili ağızlardan bile duyuyoruz. T...'ye verilen cezanın bozulması için bazı Yargıtay mensuplarına 5 Milyon Dolar rüşvet dağıtılmış! "Biz buna güler geçeriz". Ayrıca "E...'yi affedin" başlıklı yazıda ise, "Yargıtay müthiş kulis faaliyetine sahne olmaya başladı... Yargıtay "E...'yi affedin lobisi tarafından ablukaya alındı. Bu lobinin Yargıtay'daki faaliyetleri bütün hızıyla sürerken, başkent kulislerine, dosyayı görüşecek 8 Ceza Dairesinin 5 üyesinden 2 'sinin kararın bozulması" eğilimine girdikleri iddiası yayıldı. Yargı çevrelerine yakın kaynaklar... Dava dosyası Yargıtay'a ilk geldiğinde, dairedeki eğilim, 4 üye onanması, l üye ise bozulması yönündeydi. Ancak bir süre sonra kararın bozulması yönünde eğilim gösteren üye sayısı 2'ye yükseldi" biçimindedir.
Davacı, bu sözler nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia etmiştir. Bu yayın, İ... Büyükşehir Belediye Başkanının yargılanıp aldığı bir cezanın, davacının da görev yaptığı Yargıtay 8. Ceza Dairesinde temyiz incelemesinin yapılacağı günlerde yapılmıştır. Aynı yönde diğer görsel ve yazılı basında da gündeme gelmiştir. Sanığın kişiliği ve konumu, bu yargı kararının toplumun birçok ve özellikle siyasi kesiminde öne çıkarılmasına neden teşkil etmiştir. Kararın sonuçları da olayın gündemdeki önemini artırmıştır. Yine kararın düşünce suçundan dolayı verilmiş olması da tüm kamuoyunu yakından ilgilendirmiştir. İşte bundan dolayıdır ki, sanık hakkında verilen kararın kamuyu yakından ilgilendirmesinin bir sonucu olarak gerek görsel ve gerekse yazılı yayın organlarında yer almasına neden teşkil etmiştir. İşte bu ilgi nedeniyle yayın organları tahminlerde bulunmak, kararın sonuçlarını değerlendirmek gereğini de duymuşlardır. Bunun sonucu olarak karan veren mahkeme ve temyiz incelemesini yapacak olan daire ile ilgili açıklama ve değerlendirmeler yapılmıştır. Böyle tahmin ve değerlendirme yapılması, Basın Yasasının 30. maddesine aykırılık teşkil edip-etmediği tartışılır ise de, bu aykırılık ancak anılan madde kapsamında değerlendirilebilir. Yoksa salt bu yüzden davacının kişilik değerlerine saldın oluşacağı sonucu doğmaz. Tüm bu açıklamadan dolayı olayın yasal sınırlar içinde kalınmak suretiyle açıklanmasında kamu yaran bulunduğu tartışmasızdır. Olayın güncelliği kadar, yayınlanmasında kamu yararının varlığı bir olgu olarak kabul edilebilir. Sorun, davaya konu edilen yayında, amacın aşılıp aşılmadığı, diğer bir anlatanla yazının özü ile görünüşteki yayın biçiminin, yayın nedeninin yayın sınırlan içinde kalıp-kalmadığıdır.
Bunun için yazıların değerlendirilmesinde zorunluluk vardır. 5.9.1998 gününde yayınlanan ve "Başsavcının görüşleri" başlıklı yazı; bütünü ile okunduğunda, yargının etkinliği, verilen kararın hukuka uygunluğu anlatılmakta, buna karşın yargı için çıkarılan ve yukarıda yazılı olan davaya konu edilen söz ve değerlendirmelerin gerçeği yansıtmadığı, bunlara gülüp geçileceği ifade edilmiştir. Yazı tümü ile okunduğunda normal ve orta düzeydeki bir okuyucunun bunun dışında bir sonuç çıkarması düşünülemez.
Davaya konu edilen ve 6.9.1998 günlü "E...'yi affedin" başlıklı haberde ise, sanık hakkında verilen kararın, Yargıtay'da bozulması için, iş adamı politikacı ve hukukçuların bu kararın bozulması için Yargıtay'da kulis yaptıkları, bu davranıştan Yargıtay üyelerinin sıkınaya düştüğü belirtilmiş ve bu bağlamda, kararın buna karşın onanacağı, ancak bir veya iki üyenin onamaya karşı olduğunun söylendiği de yazılmıştır. Hatta, temyiz incelemesini yapacak daire başkanının da açıklamasında, lobi ve baskıdan etlenmeyeceklerini hukuk kurallarının gereği ne ise onun yapılacağının yazıldığı görülmektedir. Yazının başlığı, içeriği, içeriğindeki değerlendirmeler bütün ile gözönünde tutulduğunda, lobinin ve baskının tüm Yargıtay içinde yürütüldüğü, davacının görev yapağı dairede değil genel bir lobi ve baskının bulunduğu anlatılmaktadır. Hatta yazının bitirildiği bölümde, daire başkanının yaptığı değerlendirme ile, dışardan gelecek baskılardan etkilenmeyecekleri belirtilmek suretiyle, baskının Yargıtay'a yönelik bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Açıklanan tüm bu hususlar ve dosya içindeki diğer kanıtlar gözetildiğinde, yayında özle biçim arasındaki denge korunarak yayın yapıldığı, bunun sonucu olarak da, davacının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı, basının böyle bir yayından dolayı, sorumluluğu yoluna gidilmesinde, basının var obua nedeninin toplum açısından zararlı sonuçlar doğuracağı düşüncesi ve gerekçesi ile davanın reddedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre ve bu aşamada, davacının temyiz itirazının incelenmesi gerekmediğine ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harem istek halinde geri verilmesine 5.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini