Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/11119
Karar No: 2001/3040
Tarih : 27.03.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
  • MANEVİ TAZMİNAT
 
Davacı Saffet A... Bedük vekili Avukat Mehmet Y.. tarafından, davalı Murat Y... ve M... Ticaret aleyhine 3.3.2000 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle 5 milyar lira manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 500.000.000 lira manevi tazminatın tahsiline dair verilen 28.6.2000 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı Murat Y... vekili Avukat Celal E... tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 27.3.2001 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat; Celal E... ile karşı taraftan davacı vekili Avukat Mehmet Y... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü ayıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş, karar davalı Murat Y.... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı "Maya" dergisinin Haziran 1999 sayısında yayınlanan "182 ve Çiller" başlıklı yazıda "Çiller ve ekibi DYPyi perişan etmiş ve partilileri kimsenin yüzüne bakamaz hale getirmiştir. Ekibe bakın, renksiz, ruhsuz, kapasitesiz bir avuç emekli" gibi ifadeler nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı yan cevabında yazının DYP Genel Başkanına yönelik olduğunu ve eleştiri yapıldığını savunmuştur.
Mahkemece, eleştiri sınırlarının aşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Valilik ve Emniyet Genel Müdürlüğü yaptıktan sonra emekli olup politikaya girmiştir. Bu aşamada DYP'den aday olmuş ve milletvekili seçilmiştir.
Basının kamu yararı adına işlevini yaptığı ve Anayasa'nın 28, maddesi ile Basın Yasası'nın 1. maddesi gereğince yayınlarda özgür olduğu ifade edilmiştir. Basının bu işlevini ve yasadaki düzenleniş biçimi itibariyle basın özgürlüğünün güvence altına alındığının kabul edilmesi gerekir. Bunun yanında kişinin de kişilik değerleri Anayasa'nın Temel Haklar ve Özgürlükler başlığı altında yer alan hükümler ile MK.nun 24 ve 24/a maddesinde de güvence altına alınmıştır. BK.nun 49. maddesinde ise kişilik haklarına saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Yukarıda ifade edilen şu yasal düzenleme itibariyle basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin güvence altına alındığı ve sanki bunların karşı karşıya bulundukları gibi bir anlam çıkabilir. Ancak, hukuk düzeni böyle olumsuz bir düzenlemeyi koruma altına almaz. Şu durumda basın özgürlüğü ile kişinin kişilik değerleri karşı karşıya gelindiği durumlarda birine üstünlük tanımak gerekecektir. Bunun için her somut olayın kendi özelliği içerisinde sonuca kavuşturulması gerekir. Basın kamu adına ve onun yararını gözeterek kamuyu bilgilendirmek, aydınlatmak, yol göstermek gibi işlevini yerine getirirken kişinin kişilik değerlerine saldırıda bulunmaması, hukuk kuralları dışına çıkmamak suretiyle yayın yapmasıyla yükümlüdür. Aksi halde hukuka aykırı davranmış olur ve yayın kişilik haklarına saldın teşkil eder.
Somut olayda, yazı bütünü ile incelendiğinde, DYP'nin oy oranının düşmesi ve onun nedeni olarak yöneticilerin tutum ve davranışları eleştirilmektedir. Davacı da bu yönetim kadrosu içinde yer almaktadır. Bir siyasi kişinin siyasi partinin başarısızlığında etkisi bulunduğunun yazılması ve bundan dolayıda sert bir şekilde eleştirilmesi, eleştirilen konu ve kişinin faaliyet alanından kaynaklanan işin doğasının bir gereğidir. Bu eleştiriler sertte olabilir. Bu nedenle dava reddedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve temyiz eden davalı Murat Y... yararına takdir edilen 65.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.03.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dava kişilik hakkına yayın yoluyla saldırıdan doğan tazminat istemine ilişkindir. İstek kısmen hüküm altına alınmış, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İlke olarak; kişilik haklarına saldırının, koşul ve kapsamı Medeni Kanun'un 24. maddesinde belirtilmiş, Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde ise saldırının varlığı halindeki yaptırımı düzenleme altına almıştır. Her iki maddenin temel öğesi hukuka aykırılıktır. Eylemin, hukuka aykırılığının varlığı için öze ve biçime ilişkin koşulların irdelenmesi gerekmektedir. Öze ilişkin koşullar gerçeklik, güncellik ve kamu yararıdır. Kamu yaran öğesi toplumsal ilgi olarak da tanımlanabilir. Yayın hakkının sınırlarının en önemlisi "gerçeklik öğesidir. Haber gerçeğe uygun olmalıdır. Gerçeklik verilen habere ya da anlatılmak istenen amaca ve hedefe konu olan içeriği, yayın sırasında olayla ilgili durumuna uygunluk anlamına gelmektedir. Biçime ilişkin koşul ise anlatımda ve sergilenişteki ölçülülüktür. Bu koşulların varlığı halinde haberin hukuka aykırı olmadığı sonucuna varılmalıdır.
Söz konusu yayımda davacı hakkında; "Ekibe bakın"; "...birtakım garibanlar" "renksiz
ruhsuz, kapasitesiz ve politikadan bihaber" "Özalgillerin dizleri dibinde yeşermiş" "kimdir bu
Bedük;   bunlar  menfaat  mevzuubahis   orunca  namevcut";   "sevimsiz,   güven   vermeyen
ürkütücü" şeklinde ifadeler yer almıştır.
Anılan ifadeler yukarıda sözü edilen ilkeler doğrultusunda ve özellikle anlatım ve sergilenişteki ölçülülük aşılmıştır. Eylem hukuka aykırıdır. İsteğin reddine ilişkin çoğunluk görüşüne yukarıda aktarılan düşüncelerle katılamıyorum.
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Topluma mal olan kişilerle, siyasal ve idari yaşam içinde yer alan kişilerin geçmişleri, davranışları, kişilikleri, yaşam tarzları toplumu ilgilendirmektedir. Halkın bu kişileri tanıma haklan vardır ve bu tanıma kitle iletişim araçlarında yer alan haber, yorum ve eleştirilerle sağlanacaktır. Eleştiri bir övgü değildir. Sert olması doğaldır. Ancak eleştiri yapılırken konu ile ifade arasında düşünsel bir bağ bulunmalı, öz ile biçim arasında bir denge olmalıdır. Yazıda; küçültücü, incitici, suçlayıcı, konuyla ilgisi olmayan yersiz ve gereksiz sözlerden kaçınılmalıdır. Aksi takdirde kişinin onur ve saygınlığının korunmasına ilişkin MK.nun 24 ve BK.nun 49. maddelerine aykırı davranılmış olunacaktır.
Somut olayda, aylık bir derginin 1999 yılı Haziran ayı sayısında "182 ve Çiller"başlıklı yazının "Onu Çek Köküne Bak" alt başlığıyla yayınlanan bölümünde "Çiller ve ekibi, DYP'yi perişan etmiş ve partilileri kimsenin yüzüne bakamaz hale getirmiştir. Ekibe bakın:Tepeden inme gelip milletvekili oluncaya kadar DYP'ye tek oyları nasip olmamış, seçildikleri illerde tanınmayan, bilinmeyen, hiçbir güçleri bulunmayan renksiz, ruhsuz, kapasitesiz ve politikadan bihaber bir avuç emekli memur, Semra Özal'ın ricalanyla DYP'ye kakalanmış Özal hayranı, Özalgillerin dizleri dibinde yeşermiş, Çiller tarafından da baş tacı edilmiş birtakım garibanlar.."Ekti püktüler" Kimdir bunlar? Nereden nasıl, ne biçimde ve kimlerin tavsiyesi ile gelip partiye tebelleş olmuşlar ve partinin kaderiyle oynamaya başlamışlardır? Mesela kimdir bu Bedük? ...Hangi el, hangi güç bunları ve benzerlerini DYP'nin başına musallat etmiştir? Bunlar menfaat mevzuubahis olunca mevcut, fedakarlık sözkonusu olunca namevcut kişilerdir...O halde yalnız Çiller değil, bu biçimsiz ekip, bu sadece liste başı olabilmek için DYP'de var olan ekip, bu sevimsiz, güven vermeyen, ürkütücü ve DYP'yi uçurum kenarına getirmiş ekip de mutlaka Çiller'le birlikte devredışı bırakılmalıdır" denilmiştir.
Dava konusu yazıda kullanılan ifade ile anlatılmak istenen olayın veriliş amacı aşılmış, özle biçim arasındaki denge bozulmuştur. Doğrudan doğruya davacının kişiliği eleştirilmiş ve incitici, küçük düşürücü, onur kinci ifadeler kullanılmıştır. Bu nedenle davacının kişilik haklarına hukuka aylan biçimde saldırıda bulunulduğundan davanın reddine ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 27.3.2001
 
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini