 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/8861
Karar no: 1999/11038
Tarih: 13.12.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MANEVİ TAZMİNAT
KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
ÇALIŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KISITLANMASI
ÖZET : 1- Manevi tazminat miktarını etkileyebilecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda taktir hakkını kullanırken, adil ve objektif ölçüler içinde hareket etmeli ve manevi tazminat miktarında etkili olan nedenleri karar yerinde göstermelidir.
2- Kişilik hakları çalışma özgürlüğünün kısıtlanması suretiyle saldırıya uğrayan davacıların, manevi tazminat talebine hakları vardır.
(2709 s. Anayasa m. 48, 49)
(818 s. BK. m.47, 49)
(765 s. TCR. m. 201)
(YİBK. 22.6.1966 tarih ve 7/7 s.)
Davacılar Osman ve arkadaşları vekili avukatlar Atıf ve Murat tarafından, davalılar Sami ve arkadaşları aleyhine 11.12.1998 gününde verilen dilekçe ile çalışma özgürlüğünü kısıtlama eylemi nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı Osman ile ilgili davanın kısmen kabulü ile diğer davacılar yönünden reddine dair verilen 24.6.1999 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Davacı Osman'ın temyiz itirazları yönünden;
Borçlar Kanununun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktarı mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olan olayda davacının çalışma özgürlüğünün kısıtlanması amacıyla dövülerek yaralanmış olması ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı çok azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminat verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
2- Diğer davacıların temyiz itirazlarına gelince; dava çalışma özgürlüğünün kısıtlanması eylemi nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davacıların bu eylem nedeniyle bir zarar görmedikleri gerekçesi ile dava reddedilmiştir.
Anayasanın 48. ve 49. maddelerinde düzenlenmiş olan çalışma özgürlüğünün, kişinin temel hak ve özgürlüklerinden olduğu belirtilmiştir. Kişinin temel haklarına yönelen saldırı, onun kişilik değerlerinin zarar görmesine neden olur. Borçlar Kanununun 49. maddesi kişinin kişilik haklarına haksız bir saldırı olması halinde manevi tazminat verilmesini öngörmektedir. Dava konusu olayda davalıların TCK 201. maddesinde düzenlenmiş olan çalışma özgürlüğünü kısıtlama suçunu işlemiş oldukları ceza davasında verilen hükümlülük kararı ile sabittir. Davacıların temel haklarından olan çalışma özgürlüğü ve serbestçe iş bulma olanaklarını engelleyen, onların iş dünyasında ciddi ve ağır bir endişe yaratan, sosyal ve ekonomik geleceklerini olumsuz yönde etkileyen böyle bir eylem, aynı zamanda kişilik haklarına da ağır bir zarar vermiş olur. Böylece davacıların kişilik değerleri suç sayılan bir eylem ile saldırıya uğramış olduğundan Borçlar Kanununun 49. maddesinde öngörülen manevi tazminat unsurları oluşmuştur.
Diğer taraftan çalışma özgürlüğünün kısıtlanması suçu cebir ve şiddet eylemlerini de içeren bileşik bir suç olup, vücut bütünlüğüne de yönelen böyle bir eylem aynı zamanda Borçlar Kanununun 47. maddesi kapsamında da değerlendirilmesini olanaklı kılar. Bu nedenlerle tüm davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan bu kalem isteğin reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
S o n u ç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 13.12.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.