 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E : 1999/2972
K : 1999/3812
T : 29.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı Dursun P... vekili Avukat Ahmet A.. tarafından davalı Turgüt A... aleyhine 16.3.19998 gününde verilen dilekçe ile yargı kararının uygulanmaması nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda dava dilekçesinin görecsizlik nedeni ile reddine dair verilen 17.11.1998 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı, Belediyeden kiralanan yerin davalı belediye başkanının kişisel husumeti nedeniyle kullanamadığını bunun için davalının çeşitli kapatma eylemlerine başvurduğunu, bunun önlenmesi için idari yargıdan aldığı yürütmeyi durdurma kararlarının şu veya bu yolla etkisiz hale ; getirildiğini, ve bunun sonuncunda zarara uğradığını belirterek manevi
tazminat, isteminde bulunmuştur.
Mahkemece davalının belediye başkanı olarak belediyece alınan karlarları uyguladığını, davacı isteminin idari yargı kararına uygulamamaktan kaynaklanmakta ise gerek Anayasa 129 ve gerekse İdari Yargılama Usul Kanunun'nun 12-13.maddeleri uyarınca bu tür uyuşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının iddiasına ve dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacının davaya konu edilen büfeyi belediyeden kiraladığı, ancak Belediye tarafından yerin birden fazla kapatıldığı, davacının kapatmaya ilişkin idari eylemlerin önlenmesi için idari yargı yerinden yürütmeyi durdurma kararları aldığı, buna rağmen davalının kararları etkisiz bırakmak için bu defa kısa aralıklarla kapatma yoluna gittiği, bu eylemlerinde davalının kişisel kusurundan kaynaklandığı iddia edilmiştir. Açıklanan bu iddialar İtibariyle eylemin Anayasa 129/5. maddesi kapsamında düşünülemiyeceği gibi idari bir nitelikte taşıyamayacağı açıktır.
Kaldı ki gerçek kişiler aleyhine idari yargı yerinde tam kaza davası açılamıyacağıda idare hukukunun temel ilkelerindendir. Ayrıca dava dilekçesinde ilade ve iddia edildiği üzere idari yargı kararlarının uygulanmaması durumunda açılacak davaların adli yargı yerinde görüleceği Yargıtay'ın 24.9.1979 gün ve 7/2 sayılı içtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca karara bağlanmıştır.
Mahkemenin açıklanan bu yasal ve maddi olguları gözetmeden açık biçimde hataya düşmek suretiyle yazılı gerekçe ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görüldüğünden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.