 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/1163
Karar no: 1999/3022
Tarih: 8.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HAKSIZ EYLEMDEN KAYNAKLANAN TAZMİNAT
ZAMANAŞIMI
ÖZET: Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davaları bir yıllık zamanaşımına tabi olmakla birlikte, haksız eylemin suç teşkil etmesi ve bu suçun daha uzun bir zamanaşımına tabi olması halinde, hukuk davasındaki istemler hakkında dahi o suç için öngörülen ceza zamanaşımı uygulanır. Trafik kazasından doğan tazminat istemlerinde bu kural hem sürücü ve hem de işleten için geçerlidir.
(818s. BK. m. 60)
(765 s. TCK. m. 102)
(2918 s. Trafik K. m. 109)
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Davacılar, davalının trafik kazası sonucu desteklerinin ölümüne neden olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Mahkemece, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçe gösterilerek istemin reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kanıt ve belgelere göre davalının 23.7.1991 'tarihinde yönetimindeki araçla zararlandırıcı eylemin meydana gelmesine neden olduğu ve bu eylem sonunda davacıların desteğinin öldüğü, İsmail adlı kişinin de 25 gün iş ve gücünden kalacak derecede yaralandığı anlaşılmaktadır. Yine davalının bu eylemi nedeniyle hakkında kamu davası açıldığı, sonuçta davalının Türk Ceza Kanununun 455/2. maddesi uyarınca hükümlülüğüne karar verildiği, kararın kesinleştiği görülmüştür. Belirtilen yasa maddesine aykırı davrananların on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecekleri öngörülmüştür. Kamu davasının zamanaşımı süresini düzenliyen aynı Yasanın 102. maddesinin 3 nolu bendinde, Yasanın 455/2. maddesinde öngörülen ceza miktarına göre, kamu davasının on senede zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanununun 60. maddesinde ise, haksız eylemden doğan tazminat istemine ilişkin davaların bir yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ancak haksız eylemin suç teşkil etmesi durumunda, o suç için öngörülen ceza zamanaşımının, hukuk davasındaki istemler içinde uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde de Borçlar Kanununun 60. maddesindeki genel kural olan bir yıllık süreden farklı iki yıllık zamanaşımı süresinin esas alındığı, ancak, eylemin cezayı gerektirmesi durumunda da ceza zamanaşımının uygulanacağını belirterek sonuçta, Borçlar Kanunundaki genel düzenleme ile paralellik sağlanmıştır. Yine aynı madde de bu sürelerin sadece sürücü hakkında geçerli olabileceği açıkça belirtilmediği gibi tazminatın sorumlulardan isteneceği belirtilerek işleteninde aynı kurala. tabi olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş kararları da bu yöndedir.
Davaya konu olan olay, suç teşkil edip 23.7.1991 gününde meydana gelmiştir. Eldeki dava ise 28.8.1997 gününde açılmıştır. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler itibariyle, tazminat isteminin ceza zamanaşımına tabi olduğu, bu sürenin de somut olay itibariyle on yıllık süreye tabi bulunduğu açıktır. Olayın meydana geldiği tarih ile davanın açıldığı gün gözetildiğinde aradan on yıllık sürenin geçmediği görülecektir. Davacıların ceza davasına katılmaları veya katılmamaları, ceza davasının sona ermesinden sonra iki yıl içinde açılmasını gerekli kılmaz. Burada öngörülen husus, zarar görenin zararı öğrenmesi değil, bu durumda, kişisel hakkın ceza zamanaşımı süresine tabi olmasıdır. Zarar gören, ceza davası süresince davaya katılıp tazminat isteyebileceği gibi, o davada tazminat istemeden davaya katılabilir ve ceza davası somut olayda olduğu gibi on yıllık süre geçmeden sonuçlanmış olsa dahi, olay tarihinden itibaren on yıl içinde kişisel haklarını isteyebilir.
Açıklanan bu yasal düzenlemeler ve hukukun genel ilkeleri gözetilerek, davacıların tazminat istemleri incelenmeli ve varılacak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönün gözetilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
S o n u ç: Temyiz olunan kararın belirtilen nedenle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 8.4.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.