 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/10753
Karar no: 2000/610
Tarih: 31.1.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TAZMİNAT
ÇALIŞANIN ÖZENSİZ DAVRANMASI
ÇALIŞTIRAN YÖNÜNDEN ZAMANAŞIMI
ÖZET : Çalışanın özensiz davranması sonucu meydana gelen zararın tazminine ilişkin olarak, çalışanın tabi olduğu zamanaşımının çalıştıran yönünden de uygulanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 459/2, 102)
(818 s. BK. m. 55, 60)
Davacı Mehmet'e velayeten İbrahim vekili Avukat Erdal tarafından, davalı T... Genel müdürlüğü aleyhine 29.4.1999 gününde verilen, dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 4.11.1999 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare avukatı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Davacı davalının özensiz davranışı nedeniyle zarar gördüğünü belirterek tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı kurum süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de mahkemece bu savunma gözetilmeyerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Zarar verici eylemin davalı idarenin çalıştırdığı kişilerin çalıştıkları sırada gerekli güvenlik önlemlerini almaması ve özensiz davranmaları nedeniyle meydana geldiği anlaşılmaktadır. Nitekim davalının çalıştırdığı kişinin bu yüzden TCK'nun 459/2. maddesi gereğince cezalandırıldığı anlaşılmaktadır. Anılan madde özensiz davranma nedeniyle kişilere verilen cismani zararlarla ilgili hususları düzenlemektedir. Somut olayda davacıya zarar verenin davalı tarafından çalıştırılan konumunda bulunduğu tartışmasızdır. Böyle bir kişinin verdiği zarardan zararı veren kişiyle birlikte onu çalıştıranın da hukuki sorumluluğu bulunacağı Borçlar Kanunu'nun 55. maddesinde ifade edilmiştir. Borçlar Kanunu'nun anılan maddesindeki genel düzenleme dışında TCK'nun 465. maddesinde, bir kimsenin veya bir şirketin hizmetinde çalışanlar tarafından çalıştıkları sırada işlenen ve TCK'nun 455. ve 459. Maddelerinde yazılı eylemlerden dolayı hükmedilecek tazminattan haksız eylem yapan kişi veya çalıştıranın da "şirket" sorumlu olacağı ifade edilmiştir. Açıklanan şu yasal düzenlemeler itibariyle TCK'nun 465. maddesinin Borçlar Kanunu'nun 55. maddesine göre daha özel nitelik taşıdığı ve çalıştıranın da hukuki sorumluluğu TCK'daki 455. ve 459. maddelerdeki eylemlerle sınırlı tutulduğu anlaşılmaktadır.
Yasa koyucu böyle bir düzenlemeyi getirmiş olduğuna göre çalışanın özensiz davranması nedeniyle meydana getirdiği zarardan dolayı çalışanın tabi olduğu zamanaşımının çalıştıran içinde uygulanması gerektiği sonucuna varılmalıdır. Bu durumda davacının karşılaştığı eylem itibariyle olaya TCK'nun 459/2. maddesi uygulanmış olduğuna göre Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinin yollaması ile TCK nun 102. maddesi gözetildiğinde zamanaşımı süresinin beş yıl Olduğu kabul edilmelidir.
Zarar verici olay 31 .7.1996 tarihinde meydana gelmiş olduğuna, eldeki iş bu davada 29.4.1999 tarihinde açılmış olduğuna göre yasada öngörülen zamanaşımının süresinin geçmediği kabul edilmelidir. Bu nedenle davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi dosya kapsamına kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının da reddi ile (ONANMASINA), onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 31.1.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, davalı T... Genel Müdürlüğü elemanlarının tedbirsiz ve dikkatsiz davranmaları sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle ek tazminat istemine ilişkindir.
Kural olarak ceza (uzamış) zamanaşımı haksız eylemi işleyen kişilere karşı açılan davalarda uygulanabilir. Buna karşılık sadece Borçlar Hukuku yönünden sorumlu kişiler hakkında Borçlar Kanunu'nun 60/II. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Örneğin haksız eylemi işleyen kimseyi istihdam eden (Borçlar Kanunu'nun 55. maddesi) ya da organlarından sorumlu tüzel kişilere (Medeni Kanun'un 48. maddesi) TCK'nun 102. maddesinin öngördüğü ceza davasına ilişkin zaman aşımı uygulanmaz.
TCK'nun 465. maddesinde ise "Bir kimsenin veya bir şirketin hizmetinde bulunanlar tarafından vazife ve hizmet sırasında işlenen 455. ve 459. maddelerde yazılı cürümlerden dolayı hükmedilecek tazminattan o kimse veya şirket malen Mesuldür hükmü mevcuttur.
Bu yasal düzenleme karşısında Borçlar Kanununun 55. veya Medeni Kanun'un 48. maddesine göre sorumluluğu söz konusu olan şirket veya tüzel kişilerin de haksız eylemi ika eden kişi hakkındaki ceza yargılaması devam ettiği sürece olayın mağduru tarafından ceza davasına müdahale ve kişisel hak talebi yoluyla davaya dahil edilme olanağı vardır. 0 halde adam çalıştıran şirket veya tüzel kişinin sorumluluğu da dolaylı olarak Borçlar Kanununun 60/1. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresi ile sınırlı olmaktan çıkarılmıştır. Ancak bu durum ceza yargılamasının devam ettiği sürece söz konusu olabilir ceza mahkemesince karar verildikten sonra söz konusu olmaz.
Somut olayda davacılar ceza davasına katılmışlar ancak T...', davaya dahil etmedikleri gibi şahsi hak talebinde de bulunmamışlar ve dolayısı ile zamanaşımını kesmemişlerdir. Ceza yargılaması 26.11.1998 günlü karar ile sonuçlanmış temyize konu iş bu ek dava ise 29.4.1999 da açılmıştır. Diğer bir anlatımla TCK'nun 465. maddesinin artık uygulanması olanağı kalmadığı bir dönem da bir yıllık süre geçtikten sonra açılmıştır. Bu nedenle davanın zamanaşımı yönünden reddi gerekirdi.
Daire çoğunluğunun gerekçesine katılamıyoruz. Zira istihdam eden hakkında ceza zamanaşımının uygulanacağına dair (TCK'nun 465. maddesi dışında) bir hüküm bulunmamaktadır. Yorum yoluyla böyle bir uygulamaya gidilmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gibi geçmişe yönelik örneği de yoktur. Bu nedenle çoğunluğun onama kararına katılamıyoruz.
Ülkü AYDIN M. Emin BİLGEN
Üye Üye