Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/8921
K. 1999/1594
T. 25.02.1999

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:
KARAR : Dava idari yargı kararının uygulanmaması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı ... Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcısı iken müşterek kararname ile bu görevinden alınarak Mühendis olarak başka bir göreve atanması işlemine karşı Danıştay 5. Dairesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararının ... Bakanı davalı R.K. ve ... Genel Müdürü olan davalı E.C. tarafından süresinde yerine getirilmeyişi nedeni ile manevi tazminat isteminde bulunmuş, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kanıtlara göre davacı, 28.11.1996 tarihli müşterek kararname ile görevden alınmış ve mühendislik kadrosuna atanmıştır.
Davacının Danıştay 5. Dairesine açtığı davalarda 24.02.1997 tarihinde yürütmenin durdurması kararı verilmiş ve karar ... Bakanlığına 07.03.1997`de, ... Genel Müdürlüğüne 10.03.1997 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 2577 sayılı yasanın 28. maddesinde öngörülen yasal 30 günlük süre içerisinde eski görevine atanmamıştır. Ancak 18.06.1997 tarihinde eski görevine başlatılmış ise de, bir gün sonra yani 19.06.1997 tarihinde, genel müdür yardımcılığı görevinden de alınarak Bakanlık Makamına Danışman olarak atanmış, böylece yargı kararına şeklen uyulmuş gibi işlem yapılmış ise de, işin özünde karara uyulmamakta direnilmiştir.
Mahkeme kararlarının yerine getirilmesi, Anayasa`nın 138. maddesinin emredici bir kuralı olduğu gibi, bir hukuk devletinin etkinliğinin de önemli bir kanıtıdır.
Bu bakımdan bir kamu yetkilisinin yargı kararlarını uygulamamaktaki haksız davranışında yasal kuralları bilmediği düşünülemez. Zaten yasayı bilmemekte bir kurtuluş olarak kabul edilemez. Öyle ise; açık, kesin ve emredici yasa kurallarına bilerek aykırı davranış durumunda kişisel kusurun var olduğu kabul edilmek gerekir.
Doktrinde de kişisel kusurun alanı yalnız kötü amaç ve niyetle sınırlandırılmayıp ihmal, tedbirsizlik, dikkatsizlik gibi hallerde kişisel kusur kavramı içinde düşünülmekte ve özellikle idare adına işlem yapan kişinin sorumluluğu konusunda çoğunluk görüşü yargı kararlarının sadece uygulanmamasını idare ajanının kişisel kusuru saymaktadır.
Danıştay`ca verilen yürütmenin durdurulması kararlarının yerine getirilmesinde ihmal gösterilmesi veya ısrarla yerine getirilmesinden kaçınılması derece derece görevi savsamak veya görevi köyüte kullanmak suçunu oluşturduğu, 25.09.1978 gün ve 230/303 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsenmiştir.
Danıştay kararlarını yerine getirmeyen idare ajanlarının bu eylemlerinin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu Danıştay 2. Dairesinin 10.05.1966 gün ve Esas 1965/2884, Karar 1966/1203 sayılı kararı ile de kabul edilmiştir.
Danıştay`ca verilen yürütmenin durdurulması veya iptal kararlarının yalnızca uygulanmamasının bu kararları uygulamayan kamu görevlilerinin zararın gerçekleşmesi halinde tazminat ile sorumlu tutulması için yeterli olduğu, sorumluluk için ayrıca kin, garez, husumet ve benzeri duyguların etkisi altında hareket ettiklerinin araştırılmasına gerek bulunmadığı 24.09.1979 tarih 7/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kabul edilmiştir.
Dava konusu işlem tarihlerinde Bakan ve Genel Müdür makamında bulunan davalıların yasa buyrukları gereği mahkeme kararını 30 günlük sürede uygulamadıkları ve süresi geçtikten sonra da uygulanan kararın bir gün sonra ortadan kaldırılarak ısrarla yerine getirilmesinden kaçındıkları dosya kapsamına göre sabit olduğundan davalıların tazminatla sorumlu tutulmaları gerekirken, koşulların varlığı gözetilmeksizin davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.02.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini