Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/4109
Karar No : 1998/7796
Tarih : 15.10.1998

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MADDİ TAZMİNAT DAVASI
ÖZET : Trafik kazası sonucunda hayati tehlikeye maruz kalacak biçimde ağır yaralanan davacının sosyal durumuna göre özel bir sağlık kurumunda tedavi görmesi doğal karşılanmalıdır. Bu nedenle, açılan maddi tazminat davasında davacının tedavi gördüğü özel sağlık kurumunca düzenlenen sarf belgesine göre karar verilmesi gerekirken, devlet sağlık kurumlarında uygulanan ücret tarifesine itibar etmek suretiyle hüküm kurulması doğru değildir.
(818 s.BK. m. 41;
 
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan karşılıklı tazminat davaları üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı verilen hükmün süresi içinde davacı ve karşılık davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:
 
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla Yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı Ali 'nin temyiz itirazları reddedilmelidir.
 
2- Diğer davacı Ayşe'nin temyizine gelince; 12.9.1995 günü davacı Ali kendisine ait 34 ...36 plaka sayılı araçla Keşan İlçesinden Enez İlçesi istikametine doğru seyrederken yol kavşağında, davalı ve karşı davacı İsmet yönetimindeki 48... 861 plaka sayılı araçla çarpışması sonucu Ali 'ye ait araçta bulunan eşi diğer davacı Ayşe yaralanmış olup, önce Keşan Devlet Hasta hanesinde, bilahare de İstanbul İnternationel Hospital Hasta hanesinde yatmak suretiyle tedavi edildiği anlaşılmaktadır.
 
Davacı Ayşe özel sağlık kurumunda yatmak suretiyle tedavi gördüğü için eldeki dosyada bu kuruma ödenen giderler talep edilmiş, ancak yerel mahkeme, devlet sağlık kurumlarında uygulanan ücret tarifesine itibar etmek suretiyle hüküm kurmuştur.
 
 
Bu olayda yaralanan davacı Ayşe'nin akciğer başta olmak üzere iç organlarında tahribat meydana geldiği için önce ilk müdahale yapılmak üzere keşan devlet hasta hanesinde tedavi gördüğü, ancak bu yerin yeterli donanıma sahip olmaması nedeniyle İstanbul İnternational Hospital hasta hanesinde yatmak suretiyle tedavi ve bakımı yapılmıştır. Kişinin ruh sağlığı ile beden bütünlüğüne yönelik her türlü davranış ve eylem, şayet suç teşkil ediyorsa failin ceza yaptırımına muhatap olacağı gibi, eylemin hukuka aykırılığı nedeniyle de hukuki sorumluluğunu gerektirmektedir. Yaşam hakkı kişinin vazgeçilmez en önemli haklarındandır. Somut olaydaki gibi ağır yaralanma nedeniyle kişinin sosyal durumuna göre özel bir sağlık kurumunda tedavi görmesini doğal karşılamak gerekir. Olaydaki gibi, hayati tehlike doğuracak biçimde bir iç organın tahribatına maruz kalan kişinin mutlak surette devlet sağlık kurumlarında tedavi görmeye zorlanması, onun yaşam hakkının sınırlandırılması ve bu konuda tercih yapmasını engellemek sonucunu doğurur. 0 halde davacı Ayşe'nin tedavi gördüğü özel sağlık kurumunca düzenlenen sarf belgesine göre hüküm kurulması gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
 
Sonuç: Temyiz olunan kararın 1 nolu bendde gösterilen nedenle davacı Alim temyiz itirazlarının reddine ve 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı Ayşe yararına kararın maddi tazminata ilişkin bölümünün (BOZULMASINA) ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı ve karşılık davalı Ali'ye yükletilmesine temyiz eden davacı ve karşılık davalı Ayşe'den peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 15.10.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
 
 
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle mağdur kusuru ile kazaya sebep olan davalı aleyhine açtığı davada tedavi giderlerinden özel sağlık kuruluşunda yaptığı masrafları da istemiş, mahkemece bu masrafların üniversite hastanesi veya devlet hastanesi gibi bir kurumda tedavi yapılmış olsa idi ne kadar masraf gerekiyor idiyse o kadarına karar verilmiş, dairemizce karar yukarıdaki gerekçe ile bozulmuştur.
 
Kişinin sağlığına özen göstermesi ve en iyi sağlık hizmetinden yararlanmak istemesini doğal karşılamak gerekir. Ancak; hak ve sorumluluklar bir uygun denge içinde kullanılmaları halinde amaca uygun işlerlik kazanırlar. Haksız fiil işleyen kişi kusuru nispetinde diğer tarafın tüm zararını karşılamak durumundadır. Bu zarar belirlenirken dikkat edilmesi gereken husus mağdurun hal ve şartlara göre makul zararlarının karşılanmasıdır. Bu doğrultuda en iyi tedavi veren kurumdan tedavi almasını doğal karşılamak gerektiği gibi, acil hallerde özel sağlık kuruluşuna baş vurmak zorunluluğunun bulunması halinde özel sağlık kuruluşu masrafları da makul masraflardan sayılabilir.
 
Somut olayda kaza Keşan'da olmuş, acil müdahale orada yapılmış, tedavinin devamı da İstanbul'da özel sağlık kuruluşunda sona ermiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde özel sağlık kuruluşunda yapılan tedavi masrafı ile bu tedavinin Üniversite hastanesi gibi bir hastanede yapılması halinde yapılacak masraf arasında on mislinin üzerinde fark olduğu görülmektedir. Bu kadar farklı ve yapılması zorunlu sayılmayan masrafın davalıdan alınmasına karar vermek hakkaniyete uygun değildir. Mahkeme kararının onanması veya hiç olmazsa hakkaniyet gereği bu masrafın bir kısmının davacı üzerinde bırakılması gerekirken tamamının davalıdan alınması gerektiğine dair bozma kararına katılamıyorum.
Salim Öztuna
 
Üye
 
 
KARŞI OY GEREKÇESİ
 
Uyuşmazlık cismani zarara uğrayan kişinin tedavi masrafının taraflar arasında paylaşım şeklinden kaynaklanmaktadır.
Kural olarak zarar, zarar verence tam olarak karşılanmalıdır. Tedavi masrafları da zarar kapsamında ele alınır. Ancak, yapılan masraflar kabul edilebilir ve gerekli olmalıdır. Bunun belirlenmesinde çeşitli ölçütler bulunmaktadır. Zarar veren kendisini zarar gören yerine koyarak hastane ve tedavi yöntemi hakkında kanaat getirebilir. İç iradeye dayanan bu ölçüt dışında zarar görenin bu davranış biçimi Medeni Kanun m.2 doğrultusunda değerlendirilebilir. Yabancı öğretide lüks masraflar red edilmektedir. Somut olayda ise tıp fakültesinde yapılacak tedavi masrafları objektif bir ölçüttür. Bu nedenle yerel mahkeme kararı doğrudur. Bu düşünce ile çoğunluk görüşünden ayrılıyorum.
Mustafa Kılıçoğlu
 
Üye
 
 
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini