 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/1710
Karar No : 1998/4591
Tarih : 9.6.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Refik Ali U... adına Avukat Ender D... ile 1-Özgün Medya Yayıncılık Sanayi ve Tic. AŞ. 2-Erdem A... adlarına Avukat Senay E... aralarındaki dava hakkında Ankara Asliye 9.Hukuk Hakimliğinden verilen 29.5.1997 tarih ve 1996/181-1997/331 sayılı hükmün dairenin 22.12.1997 gün ve 1997/7726-1997/12244 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Davacı avukatı tarafından süresinde, kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 18 ve Dairenin 15.1.1998 günlü ilke kararının 7.maddeleri gereğince öncelikle yapılan inceleme sonunda dosya incelendi gereği konuşuldu.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Siyah beyaz gazetesinin 4.12.1995 günlü ;sayısının 3. sabitesinde: "Sağlardan ülkücü soruşturması" başlıklı yazıda ülkü ocaklarının yurtdışında şube kurmak için yapılan başvuru nedeniyle Kültür Bakanlığından görüş istenildiği, o dönemde bakanlık görevini üstlenmiş bulunan Fikri S...'ın hazırlanan uygun görüş yazısını imzalamadığı halde davacının katkısı ile hazırlanan ikinci bir yazı ile uygun görüş verildiği belirtilmiştir.
Davacı, vekili, davaya konu edilen yayının müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini bildirerek davalılardan 600 milyon TL. manevi tazminat, istemiyle eldeki davayı açmıştır. Yerel mahkemede yapılan yargılama -sonunda; basın kamuyu ilgilendiren ve kültür bakanlığınca "yaşanan; bir olayı haber olarak vermiş ise de; haberin veriliş biçimi ve özellikle davacının adının verilmesinin hukuka uygun olmadığı zira haberi okuyanların, davacının bir üst düzey bürokrat olarak bakan otoritesini hiçe saydığı, bakanı aldattığı, belli bir siyasi görüşe hizmet ettiği .ve bu görüşü doğrultusunda bakandan habersiz ülkü ocaklarının yurt dışında dernek kurmasını sağladığı, bakanlıkta yasa dışı işler, yaptığı imajını verdiği ve bundan dolayıda davacının mesleki çevresinde ve arkadaş çevresinde kendisine kuşku ile
bakılan, eleştirilen, küçümsenen tutum ve davranışlarının doğmasına neden olduğu ve böylece kişilik değerlerinin zedelendiğini kabul etmek suretiyle 250 milyon TL. manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin
reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine dairemiz kurulunca verilen kararda yayına konu edilen olayın gerçek olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu haberin veriliş biçimi ve kullanılan ifadelerde olayın gelişimine ters düşen, aşırı ve abartılı değildir. Bu durumda
basının haber verme görevinin sınırlarının aşılmadığına göre davanın reddedilmesi gerektiği halde, tazminatla sorumlu tutulmuş olması bozmayı gerektirir denilmek suretiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Davacının karar, düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
Öncelikle yayına konu haberde yer alan uygun görüş yazısının davacı tarafından yazılmadığı davacının o tarihte kadro durumu nedeniyle izinli bulunan hukuk müşavirliğine vekalet ettiği sırada bakanlık müsteşarı tarafından imzalanıp onun vekalet ettiği birimden içişleri bakanlığına gönderilmesinden başka bir işlevi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ülkü ocaklarının yurt dışında büro açılmasında sakınca olmadığına ilişkin ikinci kez hazırlanan uygun görüş yazısının davacı tarafından imzalanmadığı kesinlik kazanmıştır. O halde yayın konusu haberin bu yönü ile gerçek olmadığı gibi haberin veriliş biçimide amacına uygun değildir. Basın toplumu ilgilendiren konularda, kamuyu aydınlatma, bilgilendirme ödev ve özgürlüğüne sahiptir. Ancak verilen haberin hukuka uygun olması için onun gerçek olması, kamu yararı bulunması, özle biçim arasında dengenin kurulmuş olması gibi ögeleri de içermesi gerekir.
Somut olayda, .uygun görüş yazısının davacı tarafından hazırlanıp imzalandığı hususu gerçek olmadığı gibi haberin verilisinde özle biçim arasındaki dengeninde bozulduğu bir vakıadır. Bu haber davacının bir üst bürokrat olarak bakan aldattığı, onu hiçe saydığı,
bir siyasi görüşe hizmet ettiği yasa tanımayan bir kişi imajını yarattığı ve bu suretle kişilik değerlerinde objektif olarak azalmaya sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle davacının karar düzeltme istemi HUMK. 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli ve
yanılgıya, dayanan dairemiz bozma kora r in ı n kaldırılarak usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması n ak arar verilmesi uygun görülmüştür.
SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri .Kanununun 440 ve 442. Maddeleri uyarınca davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemiz kurulunun 22.12.1992 günlü bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda belirtilen nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının önce temyiz eden davalılara yükletilmesine ve karar düzeltme isteyen davacıdan peşin alınan ret karar harcının istek halinde geri verilmesine 9.6.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Bozma kararında yazılı gerekçe ile karar düzeltme isteğinin reddi oyundayım. Bu nedenle onama kararına katılamıyorum.