 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9313
Karar No : 1998/996
Tarih : 26.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
743/m.24
818/m.49
Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunulmaktan doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 200.000.000.-lira manevi tazminatını 28.7.1996 olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ KARARI:
Dava, yayın yoluyla davacının kişilik haklarına saldırıldığı nedenine dayanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, on milyar lira tazminat istemiş; mahkeme davayı kısmen kabul ederek 200 milyon liraya hükmetmiştir.
Dava, yazıdaki maddi olguların gerçek olmadığı ve anlatımda özle biçim dengesinin kurulmadığı savlarına dayanmakta; mahkeme ise haber/yazıyı işin mahiyetine ve gazetecilikte aranan "gerçeklik" ilkesine uygun bulmuş olacak ki, yazının sadece bir cümlesindeki ifadenin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu benimseyerek davanın kısmen kabulünü buna dayandırmış; kararına bunu gerekçe yapmıştır.
Davacı yanın temyizi olmadığına göre, anılan cümlenin ifade edilişini tartışmanın, irdelemenin dışında yazıyı başka nokta ve hususlarda temyiz incelemesine tabi tutmak; bir başka anlatımla yazıyı "gerçeklik" "kamu yararı" ve "güncellik" gibi hukuka uygun olup olmadığı ilke ve ölçülerine de şablonlamak usul hukuku açısından mümkün değildir. O halde, geriye yerel mahkemenin gerekçesine dayanak yapılan sözçükler dizisinin özle-biçim dengesini taşıyıp taşımadığını incelemek kalıyor.
Bu sözcük dizisi ve şudur: "... başka zatı muhtereme daha rastladık. Bu muhterem, Çiller ve Yaman Törüner sayesinde köşeleri dönmekten dönme dolap gibi olan bir iş adamı..."
Hemen belirtilmeli ki, adları geçen kişilerle davacının ilişkisi ve yakınlığı, zaten davacı yanca bir itiraza ve redde uğramamıştır.
Öte yandan, uzun zamana varan yıllardır, "köşe dönme", "köşeyi dönme" sözcükleri, içinde yaşadığımız toplum kültürünün siyaset ve ekonomi alanlarında bilinen, benimsenen ve özellikle ekonomik refahın yakalandığının ifade edilmesinde kullanılan, espiri ağırlığı da olan sözcüklerdir. "Dönme dolap" da köşe dönme olayının sayısal çokluğunu anlatmak için cümleye girmiştir.
Yazı, baştan sona tümüyle ele alındığında, gazetecilik işlevi ve yazarın köşesinin uslubu açısından bakıldığında, yazıdaki saldırı olarak kabul edilmeyen maddi olgular gözetildiğinde, hukuka uygunluk ölçüsünün dördüncü öğesi olan "anlatımdaki özle biçim dengesi"ni de taşımaktadır. Ayrıca, haber/yazının açık amacı, her ne kadar büyük bir ailenin bireyleri dile getirilip örneklense de, esas itibariyle ekonomik yapıdaki çarpıklıkları ve bunların "temiz eller" adı altında bir TV programı oluşturmasının güzelliğini dile getirmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davanın kısmen kabuulüne dayanak yapılan sözcüklerde de, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığından davanın tümüyle reddi gerekirken, yerel mahkemece yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ) çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY AÇIKLAMASI:
Davaya konu edilen yazı, "Tatlı para, tatlı hayat" başlığını taşımakta, içeriğinde ise, bir bankadaki yolsuzluklardan sözedildikten sonra başka bir bankanın da, yine yolsuzluklar nedeniyle battığı açıklanıyor. Devamlı davacıdanda söz edilerek, yine usulsüz krediler nedeniyle dolap gibi köşeyi döndüğü belirtiliyor. Ayrıca bir bankadan 54 milyon dolar kredi aldığı ve ödemediği de açıklanıyor. Aldığı ve ödemediği kredileride yerinde kullanmıyarak, uçak ve yat aldığı, yatın adını "Ballı para" yatın yedeğindeki motorada "Sıcak para" adının verildiğini yazmak suretiyle başlıkla bütünleştirmiştir.
Haberin gerçekliğinin araştırılması için yapılan soruşturmada, özellikle Emlak Bankasından gelen cevapta, davacının bizzat kredi almadığı, sahibi olduğu firmalarla alınan kredinin ise, haberde belirtildiği üzere 54 milyon dolar olmayıp, 13.390.000.-dolar ve 75 milyon lira olduğu, tamamının yayından önce de ödendiği anlaşılmıştır.
Açıklanan şu duruma göre, verilen haberin gerçek olmadığı, alınan kredi miktarının abartılı yazıldığı, ayrıca kredinin uçak ve yat alımında kullanılmış gibi bir intiba yarattığı, böylece yapılan yayının eleştiri sınırı aştığı, bu nedenlede kişilik haklarına yapılan saldırının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Açıkladığım nedenlerden ve dosyadaki diğer delillere, mahkemenin dayandığı gerekçeye göre yerel mahkeme kararının onanması gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
Başkan V. Bilal Kartal
KARŞI OY YAZISI:
Dava bir yazı nedeniyle davacının kişilik haklarına saldırıldığı iddiası ile açılmış, mahkemece tazminata karar verilmiş, dairemizce davaya konu edilen yazıda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verimiştir.
Basının haber verme, eleştirme hakkı tartışmasız kabul edilen ve görevi derecesinde önemli sayılan bir ayrıcalığıdır. Amaç kanunun bilgilendirilmesi, ilgilendirilmesi ve uyarılmasıdır. Bu işlev yerine getirilirken belli ölçülere dikkat edilmesi de görevin gereklerindendir.
Özelliğine göre görevin yapılışındaki sertlik de uygun bulunabilmektedir. Ancak; haber gerçek olmalı, verilişinde de kişiye hakaret edilmemeli, onunla alay edilmemelidir. Yayının abartılı rakam ve ifadeler taşıması nedeniyle gerçeklik ölçüsünü uyulmadığı gibi, haberin verilişinde özle biçim arasında yeterli denge de kurulmamıştır. Bu özellikler nedeniyle mahkemenin yazıyı hukuka aykırı bulması doğrudur. Mahkemenin takdir ettiği tazminat miktar itibariyle dairemiz kurulunca görüşülmediğinden bu konuda bir görüş belirtilmesine bu aşamada gerek yoktur. Dairemizce mahkeme kararı Hukuka uygunluk yönünden bozulmuş bulunduğundan yüce çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 26.2.1998
Üye Salim Öztuna