 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/9037
K:1998/317
Tarih : 10.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
MANEVİ TAZMİNAT
MÜLKİYET HAKKININ KULLANILMASI
KARAR ÖZETİ : Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayanın, manevi tazminat isteminde bulunmaya hakkı vardır.
Mülkiyet hakkı sahibi bu hakkını kullanırken komşusunu rahatsız edecek taşkınlıklardan kaçınmak zorundadır; hoş görülebilecek dereceyi geçen gürültü ve sarsıntıların yapılması ve duman, kurum gibi toz ve koku çıkaran eylemlerde bulunulması hukuka aykırıdır.
(743 s. MK. m. 24, 24/a,661)
(818 s. BK. m.49)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 525.882.935 lira maddi ve manevi tazminatın 20.6.1996 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair maddi ve manevi tazminat isteminin reddine ilişkin hükmün davalı avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, özellikle hüküm fıkrasının 1. satırında daktilo hatası ile maddi tazminatın miktarı fazla yazılmış ise de, sonuçta hükmedilen maddi tazminatın 25.882.935TL olduğuna göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacıların manevi tazminat istemine gelince; isteme göre uygulanması gereken Medeni Kanunun 24, 661 ve Borçlar Kanununun 49. maddelerindeki düzenlemenin irdelenmesi gerekmektedir. Gerek Medeni Kanunun 24,24/a ve gerek Borçlar Kanununun 49. maddesinde, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayanın manevi tazminat isteminde bulunacağı hüküm altına alınmıştır. Kişilik haklarının tam olarak sayı ve sınırını belirlemek mümkün olmamakla birlikte, doktrindeki değerlendirmeye göre, fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerler olarak guruplara ayrıldığını görmekteyiz. Davacının manevi tazminata dayanak yapmak istediği olguların ilk iki grup içinde yer alamayacağı düşünüldüğünde, sosyal kişilik değerler içinde yer alıp almadığı incelenmek gerekir. Bu tür kişisel haklar, kişideki manevi değerlerin toplamını kapsarlar.
Somut olayda uygulanması düşünülen ve özel bir hüküm olan Medeni Kanunun 661. maddesine gelince, anılan maddede, mülkiyet hakkı sahibinin, bu hakkını kullanırken komşusunu rahatsız edecek taşkınlıklardan kaçınması, hoş görülebilecek dereceyi geçen gürültüler ve sarsıntıların yapılması, duman, kurum gibi toz ve koku çıkaran eylemlerin hukuka uygun olmadığı ifade edilmiştir.
Maddenin şu düzenleniş biçimine göre, davalı yanın gerçekleşen eylemlerinin, hukuka aykırı olabilmesi için, kullanılan malın mahiyeti, yeri, kullanma amacı dışına çıkılması ve bu tür kullanmanın, diğer komşu tarafından objektif ölçüler itibariyle katlanma sınırını aşmış olduğunun sabit olması gerekir. Ancak bu halde hukuka aykırılık gerçekleşmiş olacak ve tazminatta bu halde hüküm altına alınabilecektir.
Şu duruma göre,davalı eyleminin, objektif ölçüler itibariyle, Medeni Kanunun 661. maddesinde belirtildiği üzere, katlanma sınırını aşıp aşmadığı belirlenmeli ve hükümde, varılacak sonuca göre kurulmalıdır. Bu yön araştırılıp incelenmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Temyiz olunan kararın (2) nolu bette yazılı nedenlerle (BOZULMASINA), öteki temyiz itirazlarının ise (1) nolu bentteki nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir edilen 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 10.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.