 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/7856
Karar No : 1997/11454
Tarih : 2.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolaya 5.000.000.000 lira manevi tazminatın 16/11/1996 haksız eylem tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, mahkeme kararının hüküm kısmının ülke genelinde yayınlanan 5 büyük gazeteden birinde yayınlanmasına ilişkin hükmün davacı avukatı tarafından duruşmasız, davalı avukatı tarafından da duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşma istekli temyiz eden davalı adına Avukat Bülent A... ila diğer taraftan davacı adına Avukat Mehmet C...' in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak temyizi isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve tetkik hakim tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü;
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Şu durum karışısında somut olayın gelişimi ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde takdir edilen manevi tazminat fazladır. Daha ılımlı tazminat takdiri için kararın bozulması gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın (2) sayılı bendde gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; davacının tüm ve davalının öteki temyiz itirazlarının ilk benddeki nedenlerle reddine ve davalı yararına takdir edilen 20.000.000 lire durulma avukatlık parasının temyiz eden davacıya yükletilmesine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine ve temyiz eden davacıdan alınması gereken onama harcı 429000 lira peşin alınmış olduğundan ayrıca hare alınmasına yer olmadığına 2/12/1997gününde oybirliğiyle karar verildi.