 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E. 1997/1548
K. 1997/5303
T. 15.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- RÜCUAN TAZMİNATIN HESAPLANMASI
KARAR ÖZETİ :Müteselsil mesuliyetten kaynaklanan rücuan tazminat davalarında, her ne kadar kusur kapsam belirlemede etkin ise de, hakkaniyet de, onunla birlikte değerlendirilmesi gereken unsurlardandır.
(818 s. BK. m. 50, 51)
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 224.834.000 liranın ilamda belirtilen şekilde yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün, süresi içinde davalı Hasan tarafından temyiz edilmesi üzerine, tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan itirazların reddi gerekir.
2- Dava, askerlik hizmeti dolayısıyla verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu Devletin ödediği tutarın, öteki sorumluya rücuuna ilişkindir.
Rücuun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. BK.nun 50. maddesi, hâkimin takdirini temel almıştır. Anılan madde buyruğuna göre, ilgililerin birbirlerine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de, onu izleyen 51. maddedeki (birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da) belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse, çok tipli teselsülde de hakim, rücu kapsamını takdir durumundadır.
Kusur, kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet, onunla birlikte değerlendirilmesi gereken öğelerdendir. Dayalı, Anayasanın 72. maddesi gereği, hakkı olan askerlik ödevi sırasında kusuru ile zarara yol açmıştır. Hizmetin karşılığında ücret almaması ve anayasal ödevde bulunması dolayısıyla, onun tazminatın tümüyle sorumluluğu durumunda hakkaniyet öğesi, kapsam belirlemede dikkate alınmamış olma sonucunu doğurur. Şu durum karşısında, anılan öğe değerlendirmeye katılarak tazminattan belirli bir indirim yapılmak üzere yerel mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın (2) numaralı bentte gösterilen nedenle (BOZULMASINA), öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 15.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.