 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E. 1997/12172
K. 1997/6014
T. 11.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GÖREVLİ MAHKEME
KARAR ÖZETİ : İdari birimler dolayısıyle hizmet kusurunun incelenmesi, İdare Mahkemelerinin görevi alanındadır.
(1086 s. HUMK. m. 1)
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün davacılar avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan, hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacılar; 6643 sayılı Yasanın 51/2. maddesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğini, iptalle oluşan boşluğun doldurulması için öngörülen sürenin 10.8.1992'de dolduğunu, Anayasanın 153/4. maddesiyle böyle bir durumda görüşmenin öncelikle yapılması gereğinin belirlendiğini, bu buyruğa aykırı olarak görüşme sırasının sürekli geriye bırakıldığını bildirerek, davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemişlerdir.
Davacılar dava dilekçesinde, davalı olarak "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'nı" göstermişlerdir. Yerel mahkemece belirtilen yere dava dilekçesinin tebliği üzerine Hazine avukatları 20.3.1995 (kayıt) günlü cevap dilekçelerini vermişler ve ileri sürdükleri nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalı olarak gösterilen kuruluş, anayasal bir birimdir ve Yargılama Hukuku açısından tüzel kişiliği yoktur. Bunun gibi bakanlıkların da tüzel kişilikleri yoktur ve fakat işlem ve eylemlerinde temsilci durumundadırlar. Hazine avukatlarının yargılamaya gelmeleriyle Devlet aleyhine açılmış olan bu davada, taraf teşliki oluşturulmuş ve sonuçta olayda manevi tazminat koşullarının gerçekleşmemiş olmasına dayanılarak dava reddedilmiştir.
Davacılar, dava dilekçelerinin başlangıcında Devlet "sorumlu organlarının görevlerini yapmamaları" biçimindeki genellemeden sonra "davalıyı temsil eden halkın seçtiği temsilciler, davalının kuruluş nedeni olan Anayasa hükümlerini uygulayıp yasalar çıkartacaklarına ve kendilerine verilen diğer görevleri en iyi şekilde yerine getireceklerine bu görevlerini hakkıyla yerine getirmemektedirler" biçimindeki bir açıklama sonucu, davanın dayanağını, önceliği sürekli geriye atma olarak belirlemişlerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin asıl görevi yasamadır (ki adalet ve idare mahkemelerinde bu görev tartışma konusu yapılamaz). Bir de açıklandığı üzere temsilciler, idari görevle donatılmışlardır. Bunların da yanında kuruluşta (temsilci olmayanlardan) idari görevliler vardır. Gerek ek ve gerek asıl olarak idari görev yapanların, bu görevleri dolayısıyla hizmet kusuru oluşabilir. Hizmet kusuru, hizmetin olağan işleyişi içerisinde idarenin bir ya da daha çok görevlisine düşen (ve fakat salt kişisel kusur olarak tanımlanamayan) yanlışlıklardır. Davacılar, idari birimlerin önceliği geriye bırakma türündeki eylemlerinden zarar gördüklerini iddia ettiklerine göre iddianın adalet mahkemelerinde tartışılması olanağı yoktur. İdari birimler dolayısıyla hizmet kusurunun incelenmesi, idare mahkemelerinin görev alanındadır. Şu durum karşısında, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması, bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle (BOZULMASINA), bozma biçimine göre öteki yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve davacılar yararına takdir edilen 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 11.3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.