 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/10649
Karar No : 1998/1489
Tarih : 10.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunulmaktan doğan karşılıklı tazminat davaları üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı ve karşı davacı M.Fuat F...'ın davasının açılmamış sayılmasına, Mustafa Z...'ın, M.Fuat F... hakkında açmış olduğu dava yönünden 500.000.000 lira manevi tazminatın 1.10.1996 tarihinden itibaren yasıl faiziyle birlikte M.Fuat F...'tan alınarak Mustafa Z...'a ödenmesine fazlaya dair istem ile Mustafa Z...'ın Milliyet Gazetecilik AŞ ve Eren G... aleyhlerine açtığı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı ve karşı davacı M.Fuat F.. avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı ve karşı davacı asil M.Fuat F... ve adına Avukat Şakir K... gelmiş diğer taraftan davacı ve karşı davalı Mustafa Z... adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.
Davacı, davalının basın yoluyla yaptığı açıklamada kişilik haklarına saldırıldığını belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, gazete ve sorumlu müdür hakkındaki istemin reddine diğer davalı Mehmet Fuat F... hakkındaki istemin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, karar, aleyhine hüküm kurulan davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki delillere göre, taraflar milletvekilidir. Milletvekili kısaca millet adına politika üreten milletin haklarını savunan onun mutluluğu ve güven içinde yaşamasını sağlayan siyasi temsilcilerdir. Bu görevini daha rahat ve özgürce yapabilmesi için kendilerine ekonomik sosyal ayrıcalıklarda tanınmıştır. Milletvekili siyasi bir kişi olarak toplumun yararına olan her konuda gereken biçim ve ölçüde tavır almak tehlikeyi önlemek haber vermek görevlileri görece davet etmek sorumluluğu ve yükümlülüğü altındadır. Görevini yaparken siyasi sıfatı itibariyle sert eleştiriler yapabileceği gibi, aynı ölçüde eleştirilere muhatapta olabilir. Bundan dolayı da anonim kişilerden farklı bir konuma sahiptir. Diğer bir anlatımla alalade kişilerin muhatap olamıyacağı eleştirilerle karşılaşabilir. Bu saptama onun taşıdığı kimliğin ve yürüttüğü görevin içeriğinden kaynaklanmaktadır. Siyasi eleştiri ve ithamların her zaman net biçimde kapsamı çizilmiş olamayabilir. Bu konuda küçük bir emarenin varlığı diğer kişiyi daha sert biçimde eleştirme hakkını verebilir. Bunun nedenide kamunun yararının bulunmasıdır. Bu kavramda kişinin değil toplumun yararı üstün tutulur.
Somut olaya gelince ülkenin Güneydoğu kesiminde yıllardan bu yana önemli ölçüde sorunlar yaşandığı tartışmasızdır. Bu sorunların birinci planda tartışıldığı ve tartışılması gereken yerde TBMM'dir. Yanlarda bu meclisin birer üyesi oldukları gibi aynı bölgeninde milletvekilleridir. Bölge halkının sorunlarını içinde bulundukları çıkmazları bilen ve bunları çözmekle birinci derecede sorumlu olan kişilerdir. Bölgede davaya konu edilen sözlerin kullanılmasına neden olan koruculuk sisteminin, pek çok yönü ile değişik zeminlerde tartışıldığı bilinen bir olgudur. Özellikle korucuların son yıllarda kuruluş amacından ayrıldıkları pek çok yasa dışı olaylara karıştıkları görevi bir gelir kaynağı olarak kullandıkları ve amacından saptırdıkları dosyaya sunulan basın haberlerinden ve bilinen olaylardan anlaşılmaktadır. İşte davalıda bu çözümsüzlüğü ve çarpıklığı dile getirmek istemiştir. Bu bağlamda davacı için bu işten gelir sağlıyor. Korucuları kastederek kirli işlerin içindeler, davacı için ayrıca üstelik devlete sadık da değildi, değerlendirmesini yapmıştır. Davacıda, yöresindeki aşireti ile teröre karşı savaştığını, oğlunun terör örgütünce kaçırıldığını belirtmektedir. Dosyaya sunulan bazı gazete küpürlerinden korucuların Güneydoğuda cinayet işledikleri harç topladıkları uyuşturucu ticareti yaptıkları adam kaçırdıkları yazıldığı gibi diğer bir gazete küpüründen de davacı milletvekili için "aşiret lideri ve korucubaşı" sıfatını kullandıktan değerlendirmesini yapmıştır. Demokrasi gazetesinin başlığında ise "Eroin Zeydanlara ait" başlığını taşımaktadır.
Tüm bu saptama ve belirlemeler davalının yaptığı açıklama tümü ile doğru olmasa da bu konuda yaygın söylentiler ve haberler olduğu davalının da konumu itibariyle yine sıfatı ve görevi bilinen davacı için sertte olsa böyle bir açıklama yapmakla kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı kabul edilerek davanın reddi gerekirken yazılı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, davalı ve karşı davacı M.Fuat F... yararına takdir edilen 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacı ve davalı Mustafa Z...'a yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10.3.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi görüşündeyiz. 10.3.1998