 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/7429
Karar No : 1996/10857
Tarih : 5.11.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda,ilamda yazılı nedenlerden dolayı 100.000.000 lira manevi tazminatın 24.2.1995 yayın tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine fazla istemin reddine ilişkin hükmün davalı avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı adına Avukat Hasan G... gelmiş,diğer taraftan davacı adına kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:
Davacı,aynı iş kolunda faaliyet gösteren fakat, ayrı işçi sendikaları Konfederasyonuna bağlı üç sendikanın toplu iş sözleşmeleri için birlikte hareket ederek aralarında işverenden istenecek hususları belirlediklerini ve bunu müştereken işveren sendikasına ilettiklerini, olumsuz cevap alınca her üç sendikanın yine birlikte grev kararı alarak prosedürü başlattıklarını, ancak davacının başkanı olduğu sendikanın işverenle görüşmeleri sürdürerek toplu iş sözleşmesi imzaladığını, davacının müstakil hareket, etmesi nedeniyle davalının "vatan haini","işçi hareketlerini bölen kişi" ve "namussuz" diyerek açıkça hakaret ettiğini ve böylece kişilik haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek davalıdan bir milyar lira manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Yerel mahkemece, davalının davacıya "vatan haini","işçi hareketlerini bölen kişi "ve "namussuz" demediğini saptamıştır. Gerçekten,üç sendikanın birlikte hareket etme, eş zamanda greve gitme kararı almalarına ve prosedürü başlatmalarına karşın davacının başında bulunduğu sendikanın bu birlikteliği bozarak tek başına toplu iş sözleşme görüşmeleri yapıp sözleşme imzalamasına infial duyan 6-7 bin kişilik işçi topluluğunun öfkesini ve özellikle "namussuz" diye bağırışlarını davalı yatıştırmış ve bastırmıştır. Bu husus, gazeteciler gibi tarafsız bir çok tanığın birbirini doğrulayıp tamamlayan ifadeleriyle saptanmıştır.Nitekim,bu sözlere dayalı dava reddedilmiştir.
Ne var ki, davalının "son bir defa namuslu bir tavır koyar dedim, bu namuslu tavrı koyma fırsatını işveren lehine kullandı "sözleri nedeniyle davalı tazminata mahkum edilmiştir. Sendikacının işçi lehine gayret göstermesi tavır koyması onun namus borcudur. Yalnız sendikacılıkta değil tüm meslek ve dallarda kişilerin bütünlüğü birlikte hareket etmeleri onlar için en büyük güçtür. Tekstil dalında yani aynı iş kolunda değişik konfederasyonlara bağlı sendikalarda birlikte hareket etme kararı verilip bu uğurda yol alınmışken, emek ve emekçi için zor bulunur bir fırsat yakalanmışken, bir yandan eş zamanlı grev kararını alıp diğer yandan işverenle müstakilen sözleşme koşullarının görüşülmesini değerlendirilip eleştiren davalının sözlerini bu ortam dışında yorumlamak mümkün değildir. Kaldı ki, "son bir defa namuslu bir tavır koymak" daha önceleri namussuz davranıldığı anlamına gelmez. Bunun bir başka açıklaması, öncekiler gibi son bir kez daha namuslu davranmasını istemektir. "Son bir defa namuslu tavır koymak" sözlerini "ilk kez namuslu bir tavır koymak" biçiminde yorumlamak, olayın gelişimine ve dosya içeriğine aykırıdır.
O halde davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabul yönünde karar verilmesi nedeniyle hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA ve davalı yararına takdir edilen 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesi ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 5.11.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Dava kişilik haklarına saldırı dolayısıyla manevi tazminata ilişkindir. Mahkemece davalının davacı için söylediği "... son bir defa namuslu tavır koyar dedim, bu namuslu tavrı koyma fırsatını işveren lehine kullandı" biçimindeki sözlerinin saldırı oluşturduğu benimsenerek yüzmilyon lira tazminatla yükümlülüğüne karar verilmiştir.
"Son bir defa namuslu tavır koyar dedim" tarzındaki sözcük dizisi, hep namussuzca davranır bir kez olsun namuslu davranışta bulunmasını umuyordun, anlamındadır. Eklentisinde ise, bu kez de durumunu sürdürdü, demek istemiştir.
Bu söz, hangi vesile ile ve hangi ortamda söylenmiş olursa olsun, davacının sürekli ve istisnasız namuslu davranmadığı yönündeki açık saldırısı, yargı organınca anlayışla karşılanamaz (mazur görülemez). O nedenle saldırının varlığında kuşku ve duraksamamız bulunmadığından ve takdir edilen manevi tazminat düzeyi de ılımlı olduğundan yerel mahkeme kararı onanmalıdır.
Bu bakımlardan yüce çoğunluğun bozma kararına katılmaya olanak göremiyoruz. 5/11/1996