 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/2970
Karar No : 1996/3070
Tarih : 11.4.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· MANEVİ TAZMİNAT
· BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI
KARAR ÖZETİİ : Kanunun takdir hakkı verdiği konularda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği MK.nun 4.md. amir hükmüdür.
Manevi tazminat zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.Tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 100.000.000 lira manevi tazminatın 4.12.1992 tarihinden itibaren yasal faiziyle, birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, kanıtların değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dava yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı tarafından yazılan "Özel Savaş Terör ve Kontrgerilla " adlı kitabın 30-31-32 -sayfalarında "cuntacı, kontrgerilla, Holdinglere çıkar sağlayan kişi" olarak gösterilerek kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek 100.000.000 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece yayının eleştiri nitelikli olduğu kabul edilerek davanın "reddine karar
verilmiş, yerel mahkemenin kararı davacının temyizi üzerine Dairemiz Kurulunca bozulmuştur.
Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimseye ihlalin ve kusurun özel ağırlığının haklı kılması halinde hakimin manevi tazminat olarak verilmesine hükmedeceği para miktarının belirlenmesinde hakkaniyet göze tümelidir. Çünkü Kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği Medeni Kanununun 4.maddesinde buyrulmuştur. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan. özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir . Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşma için gerekli olan kadar olmalıdır. Miktarın belirlenmesinde ise her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartlar bulunacağı kuşkusuzdur. halde hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçime göstermeli; Borçlar Kanununun 49/2. maddesi uyarınca tarafların sıfat işgal ettikleri makam ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarında dikkat alındığı belirginliğe kavuşturulmalıdır. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya dönülecek olursa; bozma ilamında davacı yararına uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi kararlaştırılmış olup istenile miktar ılımlı bulunarak aynen hükmedilmesi yolunda bir hüküm ye almamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiş olmasına rağmen "uygun miktar" ile amaçlanan miktar aşılarak istem konuş tazminata aynen hükmedilmiş olması nedeniyle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterile nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11.4.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.