 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/2877
Karar No : 1996/6357
Tarih : 8.7.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda,ilamda yazılı nedenlerden dolayı 84.118.705 liranın dava tarihine kadar işlemiş faizi 25.1467.200 lira ve asıl alacağa 17.5.1993
tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı İç işleri Bakanlığından alınarak davacıya ödenmesine fazlaya dair istem ile diğer davalı Mehmet A... hakkındaki davanın reddine ilişkin hükmün
süresi içinde davalı İçişleri Bakanlığı adına Hazine avukatı ile davacı idare avukatı taraflarından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince davacı, davalı bakanlığa ait aracın diğer davalı tarafından kullanılırken davacı kurumun sağlık yönünden güvenliği altında bulunan kişiye çarpmak suretiyle yaralanmasına, sonrada ölmesine neden olduğunu, bu yüzden kurum tarafından giderler yapıldığını belirterek ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece davalı gerçek kişi hakkındaki istemin Anayasa'nın 129/5.maddesi uyarınca reddine, diğer davalı hakkında ise kısmen kabulüne karar verilmiş karar davacı ve davalı bakanlık tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki delillere göre, davalı olarak gösterilen Mehmet A...'un olay tarihinde davalı bakanlığa ait aracın sürücüsü olduğu, ölümle biten olay sonucu hakkında kamu davası açıldığı yapılan yargılama üzerine cezalandırıldığı ve kararın kesinleştiği görülmüştür. İşte bu nedenle davalı gerçek kişi hakkında da eldeki tazminat davası açılmıştır.
Mahkeme hükmüne dayanak yapılan Anayasanın 129/5. maddesi yine Anayasanın kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler başlığını taşıyan 128.maddenin devamı niteliğini taşımaktadır. Anılan 129.madde ise kamu görevlisinin görev ve sorumluluğunu düzenlemeye yöneliktir. Olayımıza uygulanan maddenin 5.fıkrası ise kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davranışları sonucu doğan zararlardan sözetmektedir.
Aktarılan şu düzenleniş biçimine göre , memur veya kamu görevlisinin yasa ile kendisine tanınan sınırlar içinde kalmak koşulu ile görevini yerine getirirken üçüncü kişiye verdiği zararlar söz konusu olduğunda memur güvencesinin bir gereği olarak davanın öncelikle idare aleyhine açılması öngörülmüştür. Bunun nedeni de kamu görevlisinin yetkisini kullanırken ve görevini yerine getirirken hukuka aykırı davranışı nedeniyle zararın doğmuş olmasıdır. Zarar, memurun yetki sınırları içinde kalınması sonucu meydana gelmelidir. Eğer zarar memurun suç teşkil eden eylemi sonucu oluşmuşsa artık kamu görevlisinin yetki ve görevinden söz edilemiyeceğinden eylemin yetki ve görev sınırları dışına çıkmasından dolayı gerek Anayasa'nın 40/2 ve gerekse 129/5.maddelerinin uygulanma olanağı olamaz. Bu gibi durumlarda davanın doğrudan zarar veren kişi aleyhine açılması gerekir. Bu halde artık hizmet kusurundan söz edilemiyeceğinden idari yargı yerinde çözümü gereken bir yön kalmamış bulunmaktadır.
Somut olayda da davalı Mehmet K..., zararlandırıcı eyleminden dolayı ceza mahkemesince cezalandırılmıştır. Mahkemenin hu yönü gözeterek anılan davalı hakkında da hüküm kurması gerekirken, yazılı gerekçe ile husumetten red kararı vermiş bulunması usul ve yasaya aykırı olup karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA davalının tüm ve davacının öteki itirazlarının (1) nolu beddeki nedenlerle reddine 8.7.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalı sürücü polis memurunun sorumluluğu genel, hükümlere tabidir. O halde dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve Hakkındaki davanın husumetten reddedilmesinin Anayasa'nın 129/5.maddesine uygun düşmesine göre davalı polis memuru Hakkındaki hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan bozma kararına katılamıyoruz.8/7/1996