 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/1229
Karar No : 1996/2314
Tarih : 26.3.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· YARGI KARARINI YERİNE GETİRMEYENLERİN KİŞİSEL SORUMLULUĞU
· TAZMİNAT
KARAR ÖZETİİ : HGK.lunun başka emsal olayda başka bir mahkemenin kararlarının uygunluğunu benimsemesi eldeki hükmü veren mahkemeyi bağlamaz.
4.2.1959 gün 13/5 ve 6.5.1960 gün 21/9 sayılı İçt.Birl.Kan. kararına göre mahkemece Yargıtay bozma kararına uymakla taraflardan biri lehine usuli kazanılmış hak meydana getirir ve bu hak değiştirilemez.
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine,tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği konuşuldu:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre maddi tazminatın reddine ilişkin temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dava yargı kararını yerine getirmeyen davalının kişisel kusuruna dayalı tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, TRT kur umurca görevli personel iken, 3517 sayılı yasa ile bu kuruma ait Radyo ve Televizyon verici istasyonlarının personeli ile birlikte PTT Genel Müdürlüğüne devredilmesi üzerine, PTT Genel Müdürlüğünde çalışmaya başlamıştır. 3517 sayılı yasanın devre ilişkin maddelerinin Anayasa Mahkemesinin 18.5.1990 tarihli kararı ile iptali üzerine davacı TRT Kurumuna geri dönmek için kuruma başvuruda bulunmuş, ancak bu talebi reddedilmiştir. Davacı TRT Genel Müdürlüğünün bu isteminin reddi şeklinde tesis ettiği işlemin iptali için İdari Yargıda dava açmış, Ankara 2.İdare Mahkemesinin 15.10.1991 tarihli kararı ile dava konusu işlemin iptaline, başvuru tarihinden itibaren yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idareden yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine" karar verilmiştir. Davacı vekili aracılığıyla TRT Genel Müdürlüğü'ne.bu kararın uygulanması talebi ile 25.12.1991 ve 16.1.1S92 tarihlerinde dilekçe ile başvurmuş, ancak Kurum Genel Müdürü olan davalı Kerim Aydın E... davacı vekiline gönderdiği 28.1.1992 tarihli cevabi yazıda 3517 sayılı yasanın iptalinden sonra bir yasal boşluk olduğunu, bu yasal boşluğu dolduracak yeni bir yasanın çıkmadığını, bu nedenle mahkeme kararını uygulamıyacağını bildirmiştir. Davacı da, davalı Genel Müdürün mahkeme kararını uygulamamakla kişisel kusuru olduğunu ileri sürerek 10.000.000 TL. maddi ve 10.000.000 TL. manevi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda istemin reddine ilişkin olarak verilen karar dairemizce hukuka aykırı eylemin sabit olduğu sadece zararın gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerektiği nedeniyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, ancak Hukuk Genel Kurulunca bu emsaldeki yerel mahkeme kararlarının onandığı gerekçesi ile dava yeniden reddedilmiştir.
Bir defa, Hukuk Genel Kurulunun emsal olayda, başka bir mahkemenin kararlarının uygunluğunu benimsemesi, eldeki hükmü veren mahkemeyi bağlamaz. Kaldı ki, mahkemece bozmaya uyulmakla, davacı yararına, uyulan bozma kararı çerçevesinde kazanılmış hak doğmuştur.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 4.2.1959 gün 13/5sayılı ve 9.5.1950 gün 21/9 sayılı kararlarında da açıkça vurgulandı c- i üzere, bozma kararına mahkemece uyulmuş olması, taraflardan biri lehine usuli müktesep hak meydana getirir ki bu hakkı ne mahkeme ve ne de Yargıtay halele uğratabilir. Çünkü müktesep hakkın tanınması da kamu düzeni düşüncesi ile kabul edilmiş bir esastır. Yargıtay'ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı gereğince inceleme yaparak karar vermek zorundadır.
Mahkemece, açıklanan esaslar ve dava konusu olayda Borçlar Kanununun 49. maddesinin koşullarının oluştuğu gözetilmeksizin yazılı olduğu şekilde manevi tazminat isteminin de reddedilmiş olması nedeniyle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın manevi tazminatın reddine ilişkin bölümünün (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, maddi tazminat istemine ilişkin temyiz isteminin ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.