 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/12175
Karar No : 1997/423
Tarih : 3.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 354.849.400 lira maddi ve manevi tazminatın 23.3.1992 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara payları oranında ödenmesine fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi gereği görüşüldü.
1-Davacılar, davalı işletenin hukuka aykırı eylemi sonucu uğradıkları zararlarının tazminini önce idari yargı yerinde açılan tam yargı davası ile istemişlerdir. İdari yargı yerinde açılan davada davacılar manevi tazminat miktarını herbir davacı için 8.750.000 lira olarak belirtmiş olmalarına rağmen eldeki davada bu miktarı değiştirerek daha üst düzeyde talepte bulunmuşlar, mahkemede idari yargı yerinde talep edilenden daha fazlasına hükmetmiştir.
Manevi tazminatın tekliği ilkesi gözetildiğinde davacılar açtıkları ilk davada bu kalem zararlarını açık biçimde belirtmişlerdir. Bu nedenle manevi tazminatın eldeki davada artırılarak istenmesi bölünmezlik ilkesine uygun değildir. Mahkemenin bu kuralı gözetmeden daha fazla manevi tazminata hükmetmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacıların desteğinin Bağ-Kur'a bağlı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. O halde Bağ-Kur tarafından mevcut eylem nedeniyle davacılara bir ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmalı varsa böyle bir ödemenin gerçekleşen zarardan düşülmesi gerekir. Mahkemenin bu yöndede bir soruşturma ve inceleme yapmamış olması doğru değildir.
3-Davacılardan İsmi K..'ın olay tarihinde 26 yaşında olduğu görülmüştür. Her ne kadar adı geçen davacı iki çocuklu ise de, toplumun sosyal yapısı itibariyle davacının evlenme şansı üzerinde durulması gerekir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda bu yön üzerinde durulmamıştır. O halde mahkemenin bu yön üzerinde bizzat değerlendirme yapması veya gerektiğinde bilirkişiden ek rapor almak suretiyle evlenme ihtimalinin olup olmadığı varsa oranının belirlenerek tazminat miktarının buna göre tespiti gerekirken bu yönünde değerlendirmeye tabi tutulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 3.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.