 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/8878
Karar no : 1995/9927
Tarih : 12.12.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki satış akdinin iptali ve tescil davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından (...) temyiz edilmesi üzerine (...) gereği görüşüldü.
KARAR 1- Davacılar vekili, bir trafik kazası sonucu yakınlarının ölümüne neden olan davalı (H.E.) aleyhine tazminat davası açtıklarını, bu davalının hükmedilecek tazminatın tahsilini önlemek amacıyla traktörünü diğer davalı (M.Y.)'e satış işlemini yaptığını, bu satışın muvazaalı olduğunu ileri sürerek satışın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, satışın geçerli olduğunu ve muvazaa iddiasının doğru bulunmadığını ve davacıların bu davayı açma koşullarının mevcut bulunmadığını iddia ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılardan (H.E.) hakkında davacıların alacak iddialarının hüküm altına alınmadığı ve icra takiplerinin bulunmadığı, muhtemel bir alacak için ise bu tip bir dava ile teminat altına alınmasının söz konusu olamayacağı ve davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kural olarak üçüncü kişiler (olayımızda davacılar) muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı hukuki muamelelerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü, muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Dava, dava dilekçesinde de açıklandığı üzere muvazaaya (Borçlar Kanunu m.18) dayalı bir iptal davasıdır. Ancak üçüncü kişinin muvazaalı muamele ile hakkının halele uğradığının benimsenebilmesi için; onun, muvazaalı muamelede bulunmadan bir alacağının mevcut olması ve bu alacağının ödenmesini önlemek amacıyla muvazaalı muamelelerde bulunulması gerekir. Muvazaalı işlemde bulunduğu iddia edilen davalı (H.E.) hakkında davacıların tazminat davası açmış olması ise davanın dinlenebilmesi için yeterli değildir; ayrıca açılan tazminat davasıyla davacılara borçlu bulunduğunun gerçekleşmesi de gereklidir. Bu durumda açıldığında uyuşmazlık bulunmayan tazminat davasının sonucu beklenmeli ve o davada belirlenecek alacak miktarı da gözetilerek muvazaa iddiası incelenmeli ve hasıl olacak sonuç uyarınca dava hakkında bir karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklandığı şekilde işlem ve araştırma yapılmadan dava koşulu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2- Davanın reddi nedenine göre de avukatlık ücret tarifesine aykırı olarak maktu yerine nisbi tarife üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti tayini bozma nedenidir.(12.12.1995)