Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/8032
Karar no : 1995/8714
Tarih : 16.11.1995

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
    DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 5.000.000 lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
 
    KARAR : Davacı davalının hukuka aykırı olan eylemi ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece istem kabul edilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmişti.
    Dosyadaki delil ve belgelere göre davacı hakkında davalının şikayeti üzerine sarkıntılık suçundan dolayı kamu davasının açıldığı, bu davaya davalının da katıldığı, sonuçta davacının iddia edilen suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunamamasından dolayı beraat ettiği görülmüştür.
    İşte davacı da eldeki davayı bu beraat kararından sonra açmış ve davalının haksız şikayeti nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Yaşam kuralları itibariyle bir kişinin herhangi bir eyleminden dolayı şikayet edilmesi sonucu, hakkında kovuşturma yapılıp kamu davası açılması, yagılanması, onun kişisel değerlerinden olan onur ve saygınlığının zarar göreceği tartışmasızdır. Halbuki tüm kişilerin kişilik hakları, yasal güvence altındadır. Ancak yasanın da tüm saldırıları koruduğu söylenemez. Özgürlük hakları gibi kişilik haklarının da bir sınırı vardır. bu sınır, zarar gördüğü varsayılan kişinin kişilik hakkı ile Anayasal güvence altında bulunan şikayet hakkının karşı karşıya geldiği çizgide birleşirler. İşte bu noktada hak arama özgürlüğü (şikayet hakkı) ile kişilik hakkı karşı karşıya gelmektedir. Her somut olaydaki duruma göre, bunlardan birisine diğerine göre üstünlük veya öncelik tanınmak gerekir. Diğer bir anlatımla davacıya ait kişilik hakkı ile davalının hak arama özgürlüğü çalıştığı durumlarda, şikayet hakkının kötüye kullanılıp kullanılmadığı yönü üzerinde durulmalıdır. bu yön saptanırken de şikayete okun olan eylemin varlığına ilişkin, dolaylı ve zayıf da olsa emare olup olmadığının tesbitidir. Bu emarelerin (kanıtlar) mahkumiyeti gerektirecek güçte ve nitelikte olması gerekmez. Teknik anlamda kanıt niteliğinde bulunmasalar dahi birtakım olguların, belirtilerin varlığı yeterlidir. Yeter ki şikayet edilirken o olgular aşılmamış bulunsun. Aksi halde hak arama özgürlüğü önemli ölçüde bir sınırlama ile karşılaşır. Diğer bir antalımla, şikayete konu olan eylem için güçlü ve kesin kanıtların varlığının şart koşulması, hak arama özgürlüğünü sınırlandırır. Kişilik hakkı saldırıya uğradığını iddia edenin ceza mahkemesinde beraat etmişolması saldırının varlığı için yeterli değildir. Diğer bir anlatımla salt beraat kararı şikayet hakkının hukuka aykırı olduğu sonucunu doğurmaz.
    Somut olayda davalı N.Ö.'nün 17.5.1988 tarihinde hazırlıkta alınan ilk ifadesinde davacının kendisine"... tam s... lecek gibi olmuşsun" diye söz attığını açıklamış, 23.5.1988 günlü savcılığa verdiği şikayet dilekçesinde de aynı sözleri tekrar etmiştir. Olayın olduğu gün hazırlıkta dinlenen ve o tarihte 14 yaşında olduğu anlaşılan tanık N.A. ile diğer tanık İ.Ç. de aynı sözlerin davacı tarafından davalıya karşı kullanıldığını doğrulamışlardır. Davacı da aynı gün alınan ifadesinde davalı ve tanıkla karşılaştığını, ancak davalıya karşı iddia edilen sözleri kullanmadığını savunmuştur.
    Açıklanan bu kanıtlar uyarınca davacı hakkında, A.Savcılığınca kamu davası açılmıştır. Davalı da bu davaya katılmıştır.
    Yargılama sırasında tanık N.A. ve İ.Ç. yeminli ifadelerinde aynı sözlerin kullanıldığı tekrar etmişlerdir. Sonradanve yeniden dinlenen tanık İ.Ç. eski beyanından dönerek sözleri duymadığını belirtmiştir.
    Ceza mahkemesine ait dosya incelenip tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının kurtarılmasına yönelik birzorlamaya gidildiği de görülecektir. Ancak varılan sonuç önümüzdekiuyuşmazlık için önem arzetmemektedir. Yukarıda belirtilen ilkeler somut olaya uygulandığında eylem sabit olmasa da gerek hazırlıkta ve gerekse mahkemede yeminli olarak dinlenen iki tanığın beyanı şikayet hakkının kullanılması için yeterli belirtilerdir. bu emareler karşısında artık davacı hakkındaki şikayetin haksız olduğundan sözedilemez. Kaldı ki geleneklerimize göre köy yerinde genç bir kızın kendisi için böyle bir sözün kullanıldığını topluma açıklayıp aleniyete dökmesi kendisi için de iyi bir sonuç değildir. Diğer bir anlatımla davacının iddia ettiği gibi davalının sırf davacıyı zarara uğratmak için gelenekler itibariyle kendisi için önemli olan değerlerinin zarar görmesine kasten rıza gösteremez.
    Açıklanan bu nedenler ve dosyadaki diğer deliller gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırı olup karar bu nedenle bozulmalıdır.
 
    SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16.11.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
    KARŞI OY YAZISI
    Dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkeme talep edilen 5 milyon lira manevi tazminatı kabul etmiştir. Kararın onanması görüşündeyim. Zira davacı hakkında sarkıntılık suçundan ötürü keşan Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1990/140 esas ve 1991/102 karar sayılı dosyada açılan kamu davasında olay günü davacı kayınpederi ile birlikte kahveye giderken davalıya rastladıkları, aralarında hiçbir konuşma olmadığı halde, davalının şikayetçi olduğu ancak davanın beraatle sonuçlandığı ve bu kararın Yargıtay onamasından geçmek suretiyle kesinleşmiş olduğu görülmüştür.
    Ceza davasında dinlenen tanık N.A., davalının kızkardeşi, M. T. davacının kayınpederi, diğer tanık İ.ç. ise taraflara akraba değildir. Tarafsız tanık İ.Ç. ilk ifadesinde davalının iddiası doğrultusunda anlatımda bulunmuş ancak bilahare davalının kendisine baskı yaparak iddiası doğrultusunda ifade vermesi halinde kendisine giysi dikeceğini ve bu yüzden görgü tanığı olarak beyanda bulunduğunu aslında olay yerinde olmadığını, olay hakkında bilgisi olmadığını bildirmiştir. Bu durumda davacının davalıya gerek sözle ve gerek fiili hiçbir davranışta bulunmadığı halde, davacı hakkında sarkıntılık suçundan ötürü şikayetçi olduğu ve bu yüzden kamu davası açıldığı gibi, ayrıca öğretmen olması nedeniyle idari soruşturma yapıldığı ve sonunda aklandığı bir olgudur. O halde vaki şikayet haksız olup manevi tazminatı gerektirir. Bu nedenlerle kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 16.11.1995
Üye
  Yüksel Acun
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini