 |
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/6584
Karar no : 1995/7716
Tarih : 24.10.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 50.000.000 lira manevi tazminatın 11.2.1994 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istem ile maddi tazminat isteminin reddine ilişkin hükmün davalı avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine (...) gereği görüşüldü.
KARAR :1- (...)
2- davalının manevi tazminat miktarına ilişkin temyizine gelince, davacı, bulundurma tabanca ruhsatının taşımaya çevrilmesi ve ithal tabanca almak üzere davalının valilik yaptığı il makamına başvurmuştur. İl makamınca, davacının sabıka kaydı bulunduğu belirtilerek, bu istemleri reddedildiği gibi, bulundurma ruhsatı da iptal edilmiştir.
Davacı, bu işlemin iptali için, idari yargı yerinde dava açımştır. İdare Mahkemesince, önce işlemin durdurulması ve daha sonra da iptaline karar verilmiştir. Dairenin 29.11.1994 gün ve 199465584-10514 sayılı kararında da belirtildiği üzere davacının davalıya başvurmak suretiyle idare mahkemesinin kararının uygulanmasına ilişkin talebi reddedilmiştir.
Anayasanın 138. maddesinde, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları ve bunların uygulanmasının hiçbir surette geciktirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28/4. maddesinde de, benzer kural tekrar edilmiş ve idari yargı kararlarını yerine getirmeyenler hakkında açık yaptırımlar öngörülmüştür. Anılan maddede, kararların belirtilen süre içinde yerine getirilmemesi durumunda, idare veya kararın yerine getirilmesini engelleyen veya bilerek yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açılacağı belirtilmiştir. Bu yön Yargıtay'ın 22.10.1979 gün ve 79/2 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararında da hükme bağlanmıştır.
Somut olayda davalının, idare mahkemesine ilişkin kararı uygulamama gerekçesi, davacı hakkında o tarihte henüz kesinleşmeyen ve resmi evrakta sahtekarlık suçundan dolayı verilen mahkumiyet kararının varlığına dayandırılmıştır. Nitekim davacının da 30.11.1993 gün ve 1991/52 esas, 1993/276 karar sayılı sakarya Ağır Ceza Mahkemesi kararı ile mahkum olduğu, bu kararın da daha sonra onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Şu duruma ve olayın oluşumuna göre davalının hukuka aykırı eyleminin ağır kusur derecesinde bulunmadığı, bu durumun manevi tazminat miktarının tesbitinde etken olup gözönünde tutulması gerekir. Ayrıca BK.nun 49/2 maddesi de gözetilmelidir.
KARAR : O halde olayın oluşumu ve gelişmesi ile diğer ilkeler gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarı fazladır. daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır. (24.10.1995)